Gündeliğin orta halli arafı

Yayın Tarihi: 27/07/18 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

"I?nsanlar tarihlerini kendileri yaparlar. Ama bunu sırf kendi keyiflerine göre yapamazlar. Kendileri tarafından seçilen durumlarda deg?il de, tamamen geçmis?ten gelen, geçmis?in belirledig?i kos?ullar altında yaparlar bunu. Tüm ölü kus?akların geleneg?i, yas?ayanların beynine bir kâbus gibi çöker. Tıpkı yeni bir dil ög?renmeye bas?layan birinin, ög?rendiklerini her zaman ana diline tercüme ettig?i ama bu yeni dilin ruhuna tamamen vakıf olan birinin ancak eskisini hatırlamadıg?ında ve bu yeni dili kullanacag?ı sırada kendi dilini unuttug?u taktirde düs?üncelerini açıkça anlatabildig?i gibi."

Dün modernleşmeve geleneksel olanın birbirleri ile olumlamalı ilişkileri üzerine yaptığım değerlendirmelerden sonra, özellikle Sufizmin destekleyici unsuruna değinmiştim. Bunun üzerine derinlemesine bir anlam içeren yukarıdaki ilk paragrafı sizlerle paylaşmanın tamamlayıcı olacağını düşündüm. Yenilikçi düşünmek ve modernize olmak eylemi içine yukarıdaki paragrafta yeralan ifade ile "ölü kuşakların geleneği" gibi sorunsal bir kavram içerir. Yukarıdaki teoremde de anlaşılacağı gibi geçmiş; gelecek kurmada uyumlu bir kurgu yapılmadığı ve iç içeliğin sentezi bir ahenge yer verilerek gelecekle uyumlaştırılmadığı durumlarda, bir kabus gibi çöker yaşayanların beyinlerine.

Önceden edinilmiş arkaik düşüncelere, yenileri yaratılırken olumlamalı katkı sunacak öz aranmalıdır. Bu öz mevcut neslin iyi niyeti ile doğru orantılıdır. Nesil önceden edinileni tam arkaik bir paydaya çekerse, geleceğe katkı koyan bir tecrübe olarak anılması sözkonusu değildir. Kendi dönemini temsil etmeye devam eder ve yapılabilecek yeni herşeyi "tam yeni" olması gibi bir akımla yalnız bırakır. Bu zaman kaybıdır, geçmişten edinilemeyenin yerine hep silbaştan eklemek demektir. Varolanın geliştirilmesine yönelik enerji yerine silbaştanlarla yürümek pahabiçilmez olan ömür için bir cezadır.

Bu ceza, felsefik zaman düzleminde, derinlikten mahrum kalmamızı, hatta -İslami olmayan anlamı ile- gündeliğin orta halli arafını yaşamamızı sağlar. Bu bir çözülmedir, erimedir. Bu bir diasporadır. Topluma endekslendiğinde, çekirdek aileye kapanan, otorite tanımaz, bencil bir yapıyı yaratmaktır. Kurtarıcı olan ise, rasyonel düşüncedir. Bu düşünce yöntemi ile ortak kültürü yeniden inşa etme ve bunu yaparken, ölü nesillerin kabus olmasına engel olmak için bugünü, geçmiş-gelecek arasında sentez yapabilen bir köprü olarak ve verimli kullanabilmektir.

Meraklısına: İlk paragraf, Karl Marks'a ait.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları