Kıbrıs'ta anlaşmanın tek formülü var!

Yayın Tarihi: 24/09/18 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+
Geleneksel ve gündelik yaşantılarımızı, günü tüketir gibi yaşarken, etrafımızda olup bitenleri de aynı tüketimin bir parçası olarak yaşayıp, geçiyoruz. Artık bizler için tüm olaylar, beğenmediğimiz bir TV kanalını, uzaktan kumandamızla "zaplar" gibi, gerçeklikleri de tek bir an yaşayıp geride bırakıyoruz. Hiç yaşanmamışçasına.

Ama iş bir anlaşmaya, uzlaşmaya, barışçıl yaşama geldiğinde, kimliğimiz, tarihimiz, toplumsal hikayemiz ya da seçilmiş travmamızı omzumuza yükleyip derhal içe kapanıyoruz. Zqplayamıyoruz.

Biliyor musunuz Kıbrıslılık fenomeni tam da böyle birşey.

Çoğumuz için idealsizlik (ve buna paralel boşluklarla dou bir "sözde" kültür), çoğumuz için ise başkalarının aklımıza toplumsal ölçekte yerleştirdiği bir ideal (ve buna paralel üstünlük hissi).

Bu noktada, özellikle bizim gibi bir coğrafyada tarih, görece geleceğin önünde bir duvar gibi durmaktadır. Öyle ki, tüm ada insanları hep birlikte, geleceğe karşı kendilerini teklinsiz hissetmektedirler.

Peki, bir toplumun geleceğini köreltecek kadar hayatına aldığı tarihi hiç bilmediğini varsayarsak, gündelik yaşam sizce nasıl olurdu?

Aslında böyle bir durumun hayali bile ürkütücü. Çünkü toplumsal ölçekteki böyle bir durum, bireysel yaşamlarımızda; kim olduğumuz dahil herşeyi unutmamıza benzer bir durumdur. Belleksiz, belirsiz, hatırasız bir toplum düşünün! Çok dramatik ve geleceği belirsiz bir yapı olmaz mıydı?!

Peki ya şimdi ki durum?

Yani tarihin ada insanlarının tamamının önünde bir engel olacak kadar önemsenin bir unsur olması da bizleri gelecek konusunda belirsiz ve kaygı dolu yapmıyor mu?

Farkettiniz mi? Her iki durumda da toplumsal ölçekteki durum aynı!

*

Felsefik olarak baktığımızda, sonculuk anlayışının, kozmosun kendini henüz tamamlamamasından kaynaklandığını görürüz. Daha basit ifade edecek olursak, bir sürecin tamamlanması için tarihin derin varlığını hafifletmek zorundayız.

Bir masada oturup anlaşmaya çalışmak anlaşamamaktır.

Yeni formül, tarafların tarihin yükünden kurtulacakları bir deneyim sürecinden geçirilmeleridir. Bu, bugüne kadar ki formülün eksik parçasıdır. Yarım yüzyıldır sonuca varamama nedeni de budur, henüz hiç yapılmamış olan da budur.

Yoksa kurulan masalarda bugüne kadar, bırakın konuşmayı, yazılı olarak dahi yan yana gelmemiş sözcük kalmamıştır. Kaldı ki politik bir anlaşma sadece matematiktir. Mesele yine vurgulayayım, tarihin yükünden kurtulmakta gizlidir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları