Felsefe yoksa ilkelsiniz

Felsefe yoksa ilkelsiniz

Milattan önce 427 yılında doğan ve 347 yılında ölen Platon'un binlerce sene önce tarifini verdiği demokrasi ilkesini hatırlayalım.

Bakalım Platon 13 asır önce ne demiş!

"Demokrasinin esas prensibi, halkın egemenliğidir. Ama milletin kendini yönetecekleri iyi seçebilmesi için, yetişkin ve iyi eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanamazsa demokrasi, otokrasiye geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için, güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği zannedilir. Demokrasi, bir eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilirse oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer. Demagoglardan da diktatörler çıkar."

Uzak bir asır!

Her şeyiyle uzak.

*

Platon'dan bugüne çok zaman geçti. Zamana paralel çok felsefe gelişti. Ancak hep zayıflayarak.

Thales, Pisagor, Konfüçyüs, Heraklitos, Socrates hatta Hipokrat'la ulaştığımız Platon'un ardından; Aristo, Demokritos, Epikür, Lukretius, Parmenides, Protagoras, Farabi, Gazâli, İbn-i Sina, Bacon, Lombard, Meslier, Machiavelli, Montaigne, Descartes, Pascal, Spinoza, Butler, Kant, Montesquieu, Rousseau, Voltaire, Fichte, Hegel, Marx, Nietzsche, Chomsky, Heidegger, Russell, Sartre, Derrida gibi aklıma gelen ilk isimler ve nice düşünür bizi bugünlere taşıdı.

Her birisini ayrı ayrı saygı ile selamlarım.

*

İnsan soyu, varlığını inkar edercesine fazlası ile felsefeden uzak yaşamayı seçerken, aslında her başı sıkıştığında felsefenin derinliklerinde yer alan yapıları kullandı. Buna rağmen felsefeye mümkün olduğu kadar uzak durdu.

Özellikle bölgemize baktığımızda, ahkam kesilen sayısız söylemin içerisinde zerre kadar felsefe olmadığını görmek ne kadar acı.

Oysa inanmamız gereken tek şey, felsefik aklı kullanan ve bu kökenden beslenen bilgi ile yönetecek insanlar.

Çünkü bir toplumun temelinde felsefe yoksa, bir söylemin temelinde felsefe yoksa bunun karşılığı tek bir sözcük vardır: "İlkel"

Çok şey beklediğimi söyleyerek makaleyi sonlandırma zorunluluğum da ayrı acı.