Kim bilir, belki hayallerimiz olur yeniden...

Yayın Tarihi: 18/02/19 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Biz büyüyoruz, büyük insanlar oluyoruz. Sonra dünümüzü hemen unutuyor, yola yeni çıkmış çocukların bugünüyle uzlaşamadan, geleceklerini çözmeye, anlamaya, şekillendirmeye çalışıyoruz.

Umutsuzca, başarısızca.

Sonu gelmeyecek bir devinimle, günü kurtararak, kurtardığımızı sanarak.

*

Bu yanımızla büyüdükçe bozuluyoruz. Doğduğumuz anki saflık, yaşadıkça kalkıyor ortadan. Bir yarış var sanki kirlenmeye doğru. Bembeyaz doğan bizler, hangi renkte son buluyoruz? Her birimiz şu an hangi renkteyiz?

Duygularımız, düşüncelerimiz, bizimle büyüdükçe, dışsal etkiler onlara şekil veriyorlar, içimizden kaybediyoruz. Eksiliyoruz.

Çocuk kalsak, hep çocuk olsak, nasıl da çözülür kendimizce tüm sorunlar?

*

Bir gün bir berber sandalyesinde ağlamalıyız, korkup berber amcanın makasından.

Ne olduğunu anlamadığımız için telaşlanmalıyız, kalbimiz korkunun telaşıyla atmalı 'yerinden fırlarcasına' deyimini içerecek kadar. Yanı başımızda babamızı görerek, elimizi tutuşunda sakinleşmeliyiz.

En çok umudumuzu yitirdiğimizde, sınır tanımaz bir dünyayla, yaşadıklarımızı sorgulayan bir çocuk olmalıyız! Aldığımız yanıta sadece o anın anlamı dışında anlam yüklemeden sorular sormalıyız. Dünyanın tüm acılarına göğüs gerecek kadar, güler yüzlü, ama duyduğun acı kadar ağlayabilen bir çocuk olmalıyız.

Kırgınlıkları günübirlik yaşamalı, uykumuzda tüm kırgınlıklarımızı unutturan meleklerle tanışmalıyız.

Söyleyecek sözü olan bir çocuk olmalıyız. Söyleyemeyeceğimiz zamanlar olduğunda bakışlarımızla, duruşumuzla anlatmalıyız, söze gerek duymadan.

Yaşama telaşımız, günü yaşamanın önünde olmamalı. Hayatımızın tüm dengesizliklerinden habersizce, yaşamakta olduklarımızla dengede durmalıyız. Her güne, programlar ve planlarla uyanmak yerine, günün bizi istediği gibi programlamasına müsaade edercesine uyanmalıyız.

Hatıralarımızdan aldığımız güçle olmamalı paylaştıklarımız. Kocaman bir bugün ve hep gözümüz ilerde yarınları paylaşmalıyız. Her durumla ilgili önceye ait söyleyeceklerimiz sınırlı ama sonrası için bileceklerimizi sınırsızca yaşamalıyız.

*

Çocuk olmalıyız.

Hala bunu yapamadıysak bundan sona yapmalıyız.

Tamamen yapamam diyorsak, bir süreliğine yapıp çocuk olmanın erdemini tatmalıyız.

Hep çocuk olup, hep çocuk kalmalıyız. Dünyayı birde böyle yaşamalıyız. O zaman, bir çocuğun gözünden bakıp, en doğrusunu görerek yeniden büyürüz belki, kirlenmeden.

Yeniden ve kusursuz bir çocuk kalbiyle.

Belki o zaman daha anlamaya çalışarak büyürüz. Belki o zaman geleceği bu kadar uzun boylu başarısızlıklara ipotek bırakmak yerine, çocukların ne istediğini bilerek kurarız.

Kim bilir, belki o zaman daha saf olur her şey ve hayallerimiz olur yeniden.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları