80 ihtilalinin acılı yürekleri

Yayın Tarihi: 25/03/19 07:00
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Her zamanki gibi sabahın ikisinde bile devam eden bir çalışma temposu içinde, gelen mesajlara bakmak için FaceBook'a girdim. Nerden bilebilirdim ki, günün birinde FaceBook diye bir şeyin bile ilham kaynağı olabileceğini? Zamane habitusları işe. Ne yaparsın? FaceBook'tan bile ilham alabiliyor, beslenebiliyor insan.

FaceBook'u küçümsememin nedeni açık aslında. Bir çocuk kayboluyor mesela. Onun bulunması için fotoğrafının dağıtılması faydalı olacak düşüncesi ile kayıp çocuk fotoğrafını 'beğen'mek zorunda kalıyoruz. Hele de profilinizde gülen bir resminiz varsa, kayıp çocuk fotoğrafını gülerek beğenen bir aptal durumuna düşüyorsunuz.

Ancak yapacak bir şey yok! Zamane habitusları bunlardan da biriktiriyor!

FaceBook'un, sözde örgütlenip, sözde devrimlerin yapıldığı ve coğrafyalara sözde demokrasi getirildiği bir platform olduğu düşüncesine kapılabilirsiniz. Bunu birileri istedi diye yaptığınızı hatta FaceBook'u tasarlayanların artık her birimizin nerede ne yaptığını rahatlıkla görebildiğini düşünmeden!

İz bırakmama hakkımız, mahremiyetimizle birlikte yok oldu oysa. Ama olsun, siz bu yazıyı da 'beğen'in, FaceBook bizlere başka seçenek sunana kadar.

*

Gelelim ilhama!

Gecenin o vakti bir Ahmet Kaya klibi yayınlandı! "Kendine iyi bak, beni düşünme. Su akar yatağını bulur."

Bu şarkı beni, ?80'lerin sonuna, üniversite ögrencilik yıllarımın başladığı zamana döndürdü.

Muğlalı bir kız vardı. Adı İpek. Sanırım aynı dönemdendik. Sorsanız unuttum yüzünü. Ama, eski ve zar zor ilerleyen okul servisinde bu şarkıyı söylerkenki sesini hatırladım şimdi. O günlerde 80'ler, bir on yıl kümesi olarak sona yaklaşıyordu ama akıllarda hala bitmemişti. Seksen sendromunun 21. yy'da bile süreceğini, hatta şimdilere kadar uzanıp yeni yeni bitmeğe başlayacağını o yıllarda bilemezdim.

Örneğin aynı yıllarda globalizm sadece ders konusuydu ve notun iyi ise geçebiliyordun, acıtmıyordu. Ahmet Kaya ise tabuydu ve o yıllarda tabu sözcüğü henüz bir oyunun adı değildi. Oyun da değildi...

80'lerde çocukluktan ilk gençliğe taşındım. Bir daha geri dönemeyeceğim zamanlara veda ederek. Kimileri ise işkencelere taşındı. Bir daha geri gelmemek üzere! Üstelik kimseye veda edemeden!

Bu nedenle bu yazıyı, 80 ihtilalinin acılı yüreklerine armağan ediyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları