Aydınlığa mektuplar

Yayın Tarihi: 14/05/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Ülkelerin aydınları aydınlığı getirendir. Her nerede ve hangi koşulda olursa olsunlar, bunu sağlamaktan yılmayanlardı bir bakıma. Ülkelerin gelecek aydınlık günlerinin önünü açan da budur. Peki ülkemizde gelmiş geçmiş idareler, sanata, kültüre ve sanatçıya, sözler dışında, ne kadar değer vermiştir? Sorum bu... Sorumun ardından, bir aydının, her zaman ve her mekanda nasıl ışıldadığını bir mektupla güçlendirmek istedim.

*

Her halde mektuplarımı alıyorsun, lakin bugünlerde senden üst üste mektuplar aldım ve karşılıklarını yazdım, sırayı şaşırdık. Her ne hal ise! Şu genç şairler ve senin şiir telakkin üzerinde dertleşelim. Sen genç şairlerimizin çoğundan şikayetçisin. Ne tuhaf, senden sonra, Adalet'ten aldığım mektupta o da aynı şikayette. Elbette ki haklısınız. Artık pek de genç sayılmayacak olan şairlerimizin büyük kısmı kellim kellim lâyenfa. Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur durumuna düştüler. Mamafih başka türlü de olamazdı. Sosyal şartları ve şahsi cehaletleri bunu icap ettiriyor. Gerçek şair dediğin, bizim Mevlânâ'dan, Yunus Emre'den, Fuzûli'den, Nedim'den, Tevfik Fikret'ten, Yahya Kemal'den, Ahmet Haşim'den tut da, Shakespeare'e, Goethe'ye, Hugo'ya, Baudelaire'e, Puşkin'e, Mayakovski'ye, Yesenin'e Aragon'a filan kadar hepsinde, hepsinin kuvvetle belirli bir felsefe sistemleri, bir sosyolojik görüşleri, hiç olmazsa sezişleri vardır. Yeni şuarâ ise -hele bizimkiler-, bundan tamamen mahrum. Böyle bir şeye sahip olduklarını sananlar ise, sahip oldukları sistemin, daha doğrusu metodun ancak kulaktan dolma bir müridi halindedirler. Şiir de, bütün öteki güzel sanat şubeleri gibi, bilim ister. Şairin âlim olması şart değildir ama, cahil olmaması şarttır. Bu böyle. Senin şiir telakkine gelince. Elbette şiirde hayal kuvveti, şairane muhayyile kudreti olmalı, doğru. Elbette ki şiirin içinde resim, müzik, mimarlık, heykeltıraşlık unsurları. Fakat bütün bunlar eninde sonunda şekle ait meselelerdir. Ve şekil bakımından şiiri tahdit şiir yalnız musikîdir, şiirde resim olmamalı gibi müspet yahut menfi mutlak kaideler koymak bence ne kadar yanlışsa, şiirin muhteva bakımından sahasını tahdit etmek de o kadar yanlıştır. Bundan dolayı, 'Şiir nedir?' sualine verilecek karşılık, şekil bakımından şudur: Vezinli -en geniş manasıyla vezin-, kafiyeli -en geniş manasıyla, kafiyesizliği de içine alan manada- sözdür. Tarif gayet klasik ve beylik ama, birçok beylik tarifler gibi -bence- doğru.

Bu tarife yapılan itiraz doğrudur. Her kafiyeli, vezinli söz şiir midir? Hayır. Değildir. Ama bunun böyle olmaması, tarifin yanlışlığına dalalet etmez. Çünkü her tarifin böyle bir tarafı vardır. Mesele, kötü şiir, orta şiir, iyi şiir, olağanüstü şiir diye de bölünürse, yukarıdaki tarifin, doğruluğu bir kat daha meydana çıkar. Vezinli ve kafiyeli -tekrar ediyorum, vezni ve kafiyeyi en geniş mana ve imkanlarıyla anlamak şartıyla-, evet vezinsiz ve kafiyesiz söz şiir değildir. Bir nesirde şiir unsuru olabilir, bu unsur muhtevaya aittir. Nasıl ki, resim unsuru da olabilir. Şimdi biraz karışık oluyor. Sen leb demeden leblebiyi anlarsın: Şiirle roman, hikaye, tiyatro, mensure filan arasındaki fark ve bunların her birinin ötekinden farkı, muhteva bakımından sahaları itibariyle değildir. Yani, şiir filan olayları alır, falancaları almaz; roman filan sahada çalışır, diye bir fark yoktur. Bir romanın ele aldığı bir olayı şiir de ele alabilir. İkisinin arasındaki fark, tekniklerinin hususiyetlerinden ve icaplarından ve bu icap dolayısıyla, o olayı verirken, veriş ebatlarından, o olayın üstüne bastıkları taraflardan, o olayın hangi taraflarını ön plana alışlarından filan gelir. Bilmem derdimi anlatabiliyor muyum? Bu, birkaç makalelik mevzudur. Bu hususta bir hayli gevezelik edilebilir ama, en iyisi oturup tarif yapılacak yerde şiir, roman ve hikaye yazmaktır.

İşte bu da böyle. Kafanı bir hayli şişirdim kızım, kusura bakma. İkinizi de hasretle kucaklar, mektubunu beklerim.

*

Bu mektup, Nazım Hikmet'in 1970'de Bursa Cezaevi'nden yazdığı mektuplardan. Bir aydının, nerede olursa olsun çevresine ışıl ışıl görülmesinin en değerli örneklerinden. Bu ışıltıyı siyasetçi de görmeli destek ve önünü açmak için, kültürün, sanatın!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları