Olmadı hep birlikte yönetiriz...

Her gün yeni bir manşet. Hükümet kuruluyor…Anlaştılar. İki bakanlık o partiye, üç bakanlık bu partiye, dört bakanlık şu partiye. Halkın bakanlıkları güzelce pazarlık masasında bölüşülüyor. Tamam siyaset bu, bir şey demiyoruz. Bari pazarlık konusu bakanlıkları, liyakat esas alınarak yapsalar da halk rahat bir nefes alsa… Sabah güneşinden önce, henüz horozlar bahçede ötmeden hükümetle uyanıyoruz. Akşama kadar hükümet kurma çalışmaları için devam ediyoruz. Sorun nedir? Bizi kim yönetecek? Sosyal medya okuryazarları bilir, bizi toplumsal algı yönetiminde usta olanlar yönetiyor. Seçimmiş, sandıkmış hak getire. Sen, hey sen parayı nerden buldun? Sen kimin yeğenisin? Sende bir yanlış var hissediyorum…diye sosyal medya fokur fokur…Şimdi ben diyorum ki, yapılmışsa bir usulsüzlük ortaya çıkarsınlar. Nerden biliyorlar mesela bu usulsüzlükleri? O bunu dediydi, bu bunu yapsaydı, dosyalar vardı… Neredeler? Hani biz bir hukuk devletiydik...Halk artık bu söylemlerden oldukça rahatsız. Varsa bir deliliniz, yapılmışsa bir usulsüzlük, hükümete gelip de harekete geçmek için zaman kaybetmeyin. Hemen bunları ortaya çıkarın.

Toplum olarak hepi toplu bir kahve keyfimiz vardı, onun da muhabbeti hükümet ile taçlandı. Kıbrıs siyaseti kahvehanelerde şekillenir. Siz istediğiniz kadar Sokrates, Platon ve Aristoteles bilin, devlet politikasının temeli kahvehanelerde atılır. Halkı ikna edebiliyor musun? Ona bakılır. Dudağını eğip büküp "Halk hakettiği gibi yönetilir" yine bunları seçmişler demekle olmuyor. Hükümet senaryolarını yazmaktan, hükümet aramaktan yanı başımızdaki seçimlerle yeteri kadar ilgilenemez olduk. Dünyada yeni yeni değişen çevre politikaları, enerji arayışları, bizden habersiz varılan uluslararası anlaşmalar… Suriye sorunu derken… Biz yine dünyadan izole edilmiş bir biçimde kendi kendimize yarattığımız dertlerle uğraşıyoruz. Kim halkı düşünüyor, kim koltuk hayali ile uyanıyor bilinmez ama bir yönetim sorunu olacağı aşikârdır. İkiye beş ekledik hükümet olmadı, beşe dokuz ekledik yine olmadı. Bağımsız olmaya hazırlanan milletvekillerinin ismi de yarı şaka yarı ciddi yavaş yavaş kulislerde dolaşmaya başladı. Hey gidi memleketim yeni bir siyaset bilimine konu olacak yapıdasın.

Bana sorarsanız, toplama işlemlerinde başarılı olamaz memleketi zora koşarsanız, biz de memleketi hep birlikte yönetiriz. Tüm seçilenler seçilmeyenler ile birleşir, oy kullananlar da dışardan destek verir. Boykotçular da muhalefette kalsınlar. Bakanlıklardaki koltuklarda dönüşümlü kullanılır artık. Güneş gören odalara eminim ki talep çok olur. Bu durum ta ki Türkiye Cumhuriyeti ile imzalanacak olan protokolün uygulanması gereken güne kadar devam eder. Neden böyle diyorum biliyor musunuz? Çünkü daha bunun yerel seçimi var ki onlar yirmi sekiz tane…