Bir umuttur yaşamak...

Yayın Tarihi: 27/01/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kıbrıs'ta yaşayabilmek için bir umudun mutlaka olmalı. Yoksa olmuyor. Umudun olmalı zeytin ağacından, bir umudun olmalı cevizden, cevizden yapılacak olan macundan. Buğdaydan, kümesteki tavuktan, dışarda otlanan kuzudan umudun olmalı… Hellimi mayalayacağın mayadan, yoğurdu saran kaymaktan umudun olmalı… Planlayamadığımız kentlerden ütopik, umut dolu mekanlar yaratacağımıza umudumuz olmalı. Sorunlar karşısında çözüm önerileri geliştirebileceğimiz günlerimiz olmalı mesela… Kavga ile değil, konuşarak anlaşabileceğimiz günler gelmeli. Her şeyi bilen birçok insanımız olmasa örneğin. Herkes uzmanı olduğu konuda, bildiği konuda konuşabilse… Kıbrıs'ta kötü giden her şey için başka devletlerde suç aranmasa, kendi sorumluluğunu taşıyabilen bir devlet olabilsek. Teröre karşı bir olup hareket edebilsek, bir umuttur yaşamak bu Ada'da. Umut, güzel günler görebileceğimize dair bir his, küçücükte olsa bir inanıştır. Bir var olma mücadelesidir. Ama bu var oluş, mitinglerde var olalım demekle de olmuyor. Barış ve demokrasi yollarda oluşmuyor. Keşke oluşsa da biz de düşsek yollara. Biz bir avuç insan, bir avuç toprağı vatan yapmış, var olma mücadelesi veren medeni bir toplumuz. Tüm kaynaklarımızın etkin olarak kullanılabildiği günler görsek, kavga etmeden kaynakları yönetsek. Protesto yine ederiz bağır çağır... Ama neyi protesto edeceğimize çok dikkat etmeliyiz.

Denizin tertemiz olduğunu görmek için çalışacağımız günler gelmeli. Sürdürülebilir çevre politikaları oluşturulamıyor diye büyük kitleleri görsek mesela, çalışan çabalayan… Olmadı tepkisini de koyan... Daha çok ağaç ekmek için ekimi umutla beklemeli… Tarihi varlıklarımızın tüm dünyaya tanıtabildiğimiz günler yakında olmalı… Bu oyunda ben de varım denmeli dünyaya. Umuttur yaşamak ve her bir bireyin bir umudu vardır bu topraklarda.

Umutları bırakıp ta gerçeklerle yüzleşmek ağır geliyorsa bize ve tüm bu dediklerim yalnızca bir hayal ise, bugün umutlarımızı ve hayallerimizi alıp gerçekleştirmek için çalışmaya başlayabiliriz. Bugün beklide o beklediğimiz gündür. Sil baştan yaşama şansımız olmasa da toplum olarak yeniden birlik olabiliriz. Provoke edenler de yaptıkları ile kalırlar. Zaten onlara en büyük ceza bölünmez bütünlüğü ile bir memleket sunmaktadır.

Bana sorarsanız, biz toplum olarak bunları yollarda yürüyerek, bağır çağır yapamayız. Ancak çalışırsak olur. Kişisel menfaatleri için toplumun duyguları ile oynayıp provoke eden çıkar gurubu mensupları, toplumun gelecek umutlarını ellerinden almaktadır. Toplumu bölenler, geleceğimize ambargo koymaktadır. Kitaplarda okutulan demokrasi uygulansa benim de ülkemde… Olmaz mı? Hani derslerde okuttuğumuz. Yönetim bilimlerinde anlattığımız… İdeal olan. Yoksa demokrasi her yapılan hatada arkasına sığınılan bir kalkan değildir. Demokrasi yanlış söylemleri ört bas etmek için kullanılamaz. Kavga, kavga nereye kadar gider. Propaganda ve protesto kavramları yeniden tanımlanmalı, benim memleketime özel. Kime sorsan haklı, kime sorsan güçlü oluyor. Haklı aramaktan haklarımızdan olduk. Ama olsun bir umuttur yaşamak. Sağcısı solcusu hep birlikte çalışarak var olacağımızın bilinciyle, biz olma inancıyla, kendimiz için, geleceğimiz için kendi çizdiğimiz yolda yürüyerek, kendi hedefimize varacağımız günlerimiz olsun.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları