Sistem diye diye… Köşe Kapmaca

Yayın Tarihi: 01/02/18 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Her bireyin toplumsal sistem içerisinde farklı görev ve sorumlulukları bulunmaktadır. Aslında daha biz doğmadan toplumda oluşturulan yapı, sistemin en temel taşını oluşturmaktadır. Bu dediğim mahalle baskısı falan değildir. Tamamen salt sorumluluktan bahsediyorum. Bireyler hayata merhaba dediği gün sistematik olarak sistemin bir parçası olurlar.

Toplumsal farkındalık, sorunlara karşı bir olma duygusu, bir çözüm arayışı…bireysel olarak herkes kendi mücadelesini vermektedir. Kısacası herkes hayata karşı bir direniş, bir direnç göstermektedir. Toplumsal olarak var olma mücadelesi, bireysel mücadelelerin toplamı olarak da düşünülebilir. Bireysel mücadelede bireysel menfaatler, toplumsal menfaatlerin önüne geçmiyorsa. Sosyal adalet her mekânda adil olmamaktadır. Teşbihte hata olmaz derler. Bir yandan bilim insanı Harvey'in dediği gibi Kapitalizmin mekanda oynattığı "köşe kapmaca", bir yandan memleketin efendileri… Memleketteki zenginlik ve yoksulluğu adaletli bir şekilde dağıtmak istiyorlar. Yoksulluk dağıtılır mı hiç? Üstelik adaletli. Sırf adaletli olunsun diye… Adaletli olsun tüm sistem… Devlet sisteminde adalet… Toprak kullanımında adalet, üretimde adalet… Kısacası memlekete adalet gerek. Sitemin tamamında bir ihtiyaçtır sevgili adalet. Toplumsal görevlerimizi yerine getirsek de, getirmesek de bu toplumun bir parçasıyız. İşte sistem kurulurken tüm bu parçaları birleştirerek bir yapı oluşturuyoruz. Mesela biz sistem diye diye… Kırk tane hükümet kurduk. Sistem diye diye… adalet yapısı oluşturduk, oluşturduk da kendimize göre kurallar koyduk.Siyasal düzende sistemi kurduk. Biraz eksik biraz fazla yapıyı çalıştırıyoruz. Siyasilerden pek çok beklentilerimiz de bulunmaktadır. Görevleridir yapacaklar diyoruz. Peki, biz ne yapıyoruz. Sistem diye diye… Biz sistemin sürdürülebilir ve sağlıklı bir yapı ile devam edebilmesi için ne yapıyoruz? Bir ucundan tutuyor muyuz sorunların? Yoksa sistem "gemisini kurtaran kaptan" mıdır?

Bana sorarsanız sistem diye diye, köşe kapmaca oynuyoruz. Bireysel menfaatlerle toplumsal menfaatler iç içe geçmiş, toplumsal bölünmelere göz yumuyoruz. Tüm bunlar yaşanırken de bazı çıkar grupları "köşe dönmece" oynuyordur. Herkes köşesini kapmışsa, artık memleket meselelerini bütünsel olarak ele almanın da vakti gelmiştir. Memleketi de bölüşmek isteyenler, toplumu da bölmek için mücadele verenler her sistemde mutlaka vardır. Bizde sorun bu kesimler bölücülüğü yüzümüzün, gözümüzün içine baka baka yapmaktadırlar. Sistemlere sarılarak, sistem diye diye… Neyse bizi bölmek öyle sanıldığı gibi pek de kolay değildir. Genç bir devletin genç bireyleri ve dinamik bir toplumu olarak gün ve gün sorunlarımızı aşa aşa devam ediyoruz.

Gelelim bizim hükümet meselesine. Demokrat Parti dörtlü koalisyonun hem altın anahtarı hem de toplumsal bölünmeye karşı dengeleyici bir rol üstlenmiş görünüyor. Halkın Partisi, toparlamaya kararlıyız derken, Toplumcu Demokrasi Partisi bu oyunda ben de varım diyor. Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin ise "birlik, mücadele ve dayanışma" sloganı ile bir umut arayışında olduğu kesin. Ulusal Birlik Partisi sadıktan en çok oyu almış bir parti olarak muhalefet koltuklarında…Ömrü uzun, sürdürülebilir bir hükümet oluşturulmuş olması dileğiyle… Yaşayıp görmekten başka çare yok. Gerisi iktidarın elinde…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları