Tüketim derken tükenmek

Yayın Tarihi: 20/02/18 06:44
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Toplumsal sorunlarımız her gün yeni bir boyut kazanıyor. Sosyal medyada günlük sorunlar yaratıyoruz. Veya sosyal medya uzmanları ortaya bir konu atıyor. Olmadı komşumuz veya en yakın arkadaşımız bir paylaşımda bulunuyor. Onlar hakkında konuşuyoruz konuşuyoruz... Dedikodusunu yapıyoruz…Aynisini yapmak istiyoruz. Olmadı çok kötü deyip eleştiriyoruz. Günümüzde sosyal medya üzerinden yürütülen "kıskançlık" davranışı bile ayrı bir form kazandı. O gitti ben de gitmeliyim konsepti topluma yeni bir bakış açısı kazandırdı. Diğer yandan akşam haberleri ve sonrasındaki tartışma programları gerçek toplumsal sorunları vermeye devam ediyor. Siyasi sorunlar, bireysel sorunlar, devlet sorunları, kamu spotları niteliğindeki filozofik sözcükler…her şey her yerde. Yaşıyoruz ve tüketiyoruz diyemiyorum. Bakıyoruz, okuyoruz ve tüketiyoruz…Biz sorunları bile tüketir olduk. Bunlar bazen gerçek sorunlar olmakla beraber bazen de suni konular olabiliyor. Bir sonraki gün, bir gün önceki günün sorununu hatırlamıyoruz. Tüketim toplumu olmak bu denli bir durum olmasa da, bizler sorunlarımızı da anlık yaşayıp tüketir olduk. Bu kadar tüketimden vurmuşken konunun üretime geleceği açıktır. Tüketim yalnızca konuya girmek açısından bir ön hazırlıktı. Buradan başlamanın iyi bir fikir olduğu görüşündeyim. Kendimizle barışık bir toplum olduğumuzdan kendimizle dalga da geçebiliyoruz. Sorunu karşımızdakine net bir biçimde söylemek adetlerimiz arasındadır. Ben bu özelliğimizi çok seviyorum.

Bu özelliğimizden yola çıkarsak, bizim toplum olarak ürettiğimiz günler de olduğunu anlatır durur büyüklerimiz demekten geri duramayacağım. Zaten bugün de bize üretme diyen yoktur. Biz üretimde ne kadar başarılı bir toplumuz bilemem ama bu günün analizini bizim çocuklarımızın bolca yapacağı ve bizlerin kulaklarını çınlatacağı aşikârdır. Ama fikirlerde üretim konusunda oldukça başarılıyız. Bu konuda üstümüze tanımam. Fikir işi bizden sorulur. Her konuda, yediden yetmiş yediye fikirlerimiz vardır. Yok bunu gerçekten önemli bir tespit olarak ortaya koyuyorum. Fikirlerimiz tükenmiyor. Bu bizim bardağın dolu tarafı. Sorun şu ki fikirlerin gerçeğe dönüşümü sırasında bazı sorunlar yaşanıyor. Yaşanan sorunları ani ve seri bir şekilde memleketin siyasal sorunlarına bağlayıp konuyu siyasete doğrultuyoruz. Kişisel sorunlarımız bir anda toplumsal bir soruna, toplumsal sorunun kökeni de aniden Kıbrıs Sorununa yöneltiliyor. Uluslararası alanla tanınmayan bir devletiz evet doğru fakat bu Kuzey Kıbrıs'ın bir teknoloji bölgesi olması konusunda bir engel değil ki. En değerli sanat eserlerini burada yapabiliriz örneğin. Eğitimde zirveyi zorlayabiliriz. Ama tüm bunlar için yapamadıklarımıza değil yapabildiklerimize odaklanmamız gerekecektir.

Bana sorarsanız bu hızla her alandaki tüketim alışkanlıklarımızı artırarak devam edersek çok yakında tükeneceğiz. Bir de önümüzde üretmek gibi zorlu ama değerli bir yol bulunuyor. Bu yol çok emek ister, toplum olarak birlik olmak gerek. Hayallerle değil, gerçeklerle yüzleşmek gerek. Tüketim, tüketim de bir yere kadar… Tüketim hırsı bizi tüketmeden, biz kendimizi yeniden üretelim, mekânlarımızı yeniden üretelim. Ümitlerimizi üretmekle başlayalım…İnanalım, çalışalım…Sonra da fikirlerimizi hayata geçirelim. Biz yeniden üretelim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları