Son Kalan Pasta Dilimi

Yayın Tarihi: 25/02/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Evde son kalan pasta dilimi üzerinden oyunlar oynanır. Son dilimi kim yiyecek. Bir hafta boyunca masada duran pasta ile kimseler ilgilenmez de, son kalan dilim herkese cazip gelir. Pasta bu ya eninde sonunda biri yiyecek. Diyette olanlar, şekeri çıkanlar yiyemez elbette. Öylece arkasından bakar. Çocuklar ise pastayı kaptırmamakta kararlıdır. Evin hangi çocuğu pastayı yemeyi başaracak bilinmez ama eve misafir gelme ihtimali de her zaman senaryolar arasında bulunmaktadır. Konu evdeki kaynaklardan olunca, anne az biraz karar verici noktasında olur ama çocuklar birden fazla ise işler karışır. Evde kendini güçlü olarak adlandıran kardeş her zaman bir alavere dalavere ile pastayı yemeğe çalışsa da ev ahalisinin içi rahattır, ne de olsa son dilim kek adil olarak bölüştürülmek zorundadır. En azından uluslararası kurallar bunu emrediyordur.

Oldum olası, dünyadaki kaynakları evde son kalan pasta dilimine benzetmişimdir. Üstelik çikolatalı. Misafire ikram edilemeyecek kadar kıymete binen. Savaşlar çıkaran, düzenin yeniden kurulmasına neden olan. Dünyadaki kaynakların sınırlı olduğu, dünya nüfusu arttıkça, kaynakların tükenmekte olduğu uluslararası tüm raporlarda açıkça belirtilmektedir. Nüfus artışına karşı, azalan kaynaklar gelecek ümitlerimizi biraz olsun gölgelese de teknolojik gelişmelere paralel olarak alternatif kaynaklar aranmaktadır. Tebrikler bize. Alternatif kaynakların veya dünyada var olan, geriye kalan kaynakların insanlığa kaç yıl daha yeteceği tam olarak bilinemese de, Kıbrıs'ta ki olası potansiyel zenginlikler, masanın üzerinde duran son dilim pasta misali… Neden mi son dilim olduğunu söylüyorum? Çünkü tüm paydaşların konuyu ele alış biçimi bu şekilde. Böyle bol çikolatalı, kremşanti ve karamel ile zenginleştirilmiş bir biçimde sunulan pasta, bizim Ada'mızda mı yoksa? İşte buna çok gülerim. Gerçekten varsa böyle bir zenginlik aman hiç sondaj çalışmalarına falan girişmeyelim. Bırakalım gelecek kuşaklar düşünsün. Neden mi? Bir kere "sürdürülebilir gelişme" kavramının özünde, gelecek kuşakların kaynaklar üzerinde bir hakka sahip olduğu gerçeği yer almaktadır. Tamam, işte bulduk. Gelecek kuşakların haklarını da böylece ayırmış oluyoruz. Miras gibi düşünün. Hem sevinir yavrucaklar. Hayırdualarını alırız. Diyeceğim, diyeceğim de işte böyle diyemiyorum. Ben son kalan dilim pastadan payımı istiyorum. Böyle komşuma, kardeşime falan da hakkımı bırakmam. Kaldı ki hepsi benim demiyorum ki… Varsa bir zenginlik, hadi Avrupa adaletini görelim, uluslararası arabulucu kuruluşların eşitlik anlayışını görelim… Yoksa yazılır raporlar… Kıbrıslı Türkler'in de hakkı var diye… Eeeee nerede hak? Raporda yazıyor. Kâğıt üzerinde hakkım varmış, ne işe yarar.

Bana sorarsanız, Kıbrıs'ta var olduğu düşünülen kaynaklar belki dünyadaki son dilim değildir. Ada'daki son dilim de olmayabilir. Ama Kıbrıs Adası için büyük bir tehdidi ve fırsatı içerisinde barındıran bir çikolatalı kektir. En azından bugün Ada'nın kuzeyinden bu durum böyle okunmaktadır. Üstelik şimdilerde bu dilimin son dilim olarak da görüldüğü düşünülürse diplomatik görüşmeler daha da biz hız kazanacak, Ada'nın bir de "Kuzey" inin olduğu bir kez daha ortaya çıkacak.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları