Yeşil deyip geçemezsin

Yayın Tarihi: 08/03/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Yeşil deyip geçmeyeceksin. Nerden baksan her yerde bir yeşil var. Yeşilin tonları var, açığı var koyusu var. Yeşilin farklı, farklı tonları, kullanım alanları var. Herkes için yeşil farklı bir şeyi temsil eder. Uçsuz bucaksız ormanlar… Gözünün alabildiği düz çimlik araziler… Mesarya ovasındaki tek tük beliren gelincikleri sarıp sarmalayan otlar, yeşillikler…Bazen bir ideolojik görüştür yeşiller…Bazen de yağlıboya fırçasının ucundaki bir renk. Taşın üzerindeki bir ayrıntı, bir zümrüttür yeşil. Ceketimin ince çizgileridir yeşil. İneğin önündeki ottur. Oğlumun gözlerinin rengidir yeşil. Yeşil yıllanmış bir ekmeğin ucundaki küftür. Bir biberin asil duruşudur. Yeşil, zeytinlideki taze nane, masadaki çakısdes,diyette olan için bir tabak salatadır.Çeşit çeşit namı vardır dünyanın dört bir yanında. Hele de o kağıt olanı…O var ya o…Dünyayı yönetendir. Değeri gün ve gün artar. Üzerine tahminler yürütülen, uğruna savaşlar verilen. Cebinde varsa yeşil renkli kağıtlar, pek bir güvende hissedersin kendini…Yalnız onunla da kalmıyor, yeşil bir çevreci görüştür. Yeşil, Avrupa'nın yükselen değeridir. Yeşil işte, bir zamanlar bizim Kıbrıs Ada'sının önüne konulan bir sıfat. Şimdi bazen yalnızca meraktan sorduğumuz "Yeşil Kıbrıs" derken? Ben o Kıbrıs'ın yeşil olduğu dönemde yaşamak isterdim. Yeşilin planlı oluşturulduğu…Yeşilin sermayeye değil, doğaya hizmet ettiği.

Ekoloji ve ekonomi arasındaki denge çok hassas bir terazide bir o yana bir bu yana diye yazmak isterdim. Ama ne fayda? Dünyanın haline bakacak olursak terazi hep ekonomiden yana vurur oldu. Peki, nerede bunun sınırı? Denge nerede? Yok! Ekonomi gelişmesin, yaşasın yeşilin gücü falan da demeyeceğim. Ama yeşilin dengesi bozuldukça başımıza gelecek olanlarında bilinci içerisinde hareket etmemiz gerekmektedir. Zaten ne çekiyorsak hep bu yeşillerden…Şimdi zamanında parayı bulan muhterem şahıslar, bugünün sistemini görseler…Bin pişman olurlardı. Nerden çıktı bu sistem?Yeşil hâkimiyeti… Geri de dönemeyiz…Deyip deyip hayıflanırlardı kesin. Sistemdeki yeşil kağıtlar değerine değer katarken ne olur diğer kağıtların hali? Ne olur yeşil siyasal düşünce? Onlar da başka başka renkler bulsunlar değil mi ama?

Dışarıda güneş, kuşlar cıvıldaşmaya başladı. Mart dokuzu kapıda…Yansın mangallar, piknikler eğlenceler.Aman geride kalan iki ormanı da biz yakmasak, dikkatlice davransak. Biraz sorumluluk taşısak.Cemrenin ilk toprağa düşüşü… Düştü diyorlar. Düşeni sahi kim görmüş? Çelimsiz otların bilerengi sarıdan yeşile dönmüş. Dahası yeşilin bile siyaseti olmuş. Tarlalar dolmuş. Yeşilin üzerinden siyaset, siyasette yeşiller. Yeşilin üstünden siyaset, sitemdeki tüm canlı varlıklar üzerinden siyaset yapmak demektir de siyasetini yaparsan yeşilin çatışma kaçınılmazdır.

Bana sorarsanız yeşil, trafik ışıklarında olduğu gibi her zaman insana geçiş hakkı vermez. Dikkatli olmak gerek. Yeşil deyip geçmeyeceksin… Yeşilin her haline dikkat edeceksin. Yeşil üzerinden siyasete, siyasete yeşili alet etmeyeceksin.Yok ben yine de yaparım dersen yeşile boyun eğmen gerektiğini de bileceksin. Ne doğa, ne de uluslararası sermaye rengini kaptırmamakta kararlı. Uluslararası sermayeyi bilmem ama Kıbrıslıda bir umuttur "Yeşil Ada", bir umut yeşeren dağlarda, ovalarda…Bahara merhaba…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları