Kent, devletin rolü ve sınırları

Yayın Tarihi: 20/03/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Etkin hizmet sunumu dendiğinde, işte tam da devletten beklentilerimiz bu yöndedir hissine kapılırız. Hizmetlerin hızlı, kaliteli, erişilebilir, verimli ve elbette maliyet açısından uygun bir seviyede olması her vatandaş gibi bizim de beklentilerimiz arasına girmektedir. Bu noktada devletin rolü oldukça önemli bir hal alsa da, aslında önemli olanın yasalarda var olan rollerin olmadığını hepimiz biliriz. Uygulamadaki rol, yazılan yasal rollerden farklılaştıkça, tiyatro sahnesindeki doğaçlama oyunlar gibi günün rüzgârına kapıldığı hissi uyandırmaktadır. Bu durum toplumda büyük bir güven sorunu yaratmakla kalmamakta, sistemin de tartışmaya açılmasına neden olmaktadır. Kent küçük bir ölçektir, memleket büyük… Ama sunulan hizmet anlayışının bir bütün olması beklenir ve özlenir. Kentte, hizmet bekleyen kentli sayısına karşın memlekette hizmet bekleyen vatandaş sayısı elbette karşılaştırılamaz. Fakat kurulu düzende gerekli altyapı, tüm kentlerin ve kırsal bölgelerin toplamında bir memleket elde edilmesi ile sonuçlanmaktadır. Nasıl ki kır ve kent yapısını birbirinden ayıramayız, devletin rolünü düşünürken de kent–kır yönetimlerini ayrı koyamayız. Kent yönetimleri devlet sistemi içerisindeki yönetimlerdir. Ayrı düşünülemez… En azından bizim sistemimizde böyledir. Yerel yönetimler, merkezi yönetime bağımlıdırlar. O zaman yerel yönetimlerin sorunları için bir kez daha devletin kentteki rolünü sorgulamak gerek. Sorumluluklarının altını çizmek gerek. Yirmi sekiz belediyenin biri kapıya kilit vurmuş, on dokuzu zor bir halde… Geriye kalan belediyeler ile ilgili olarak da iyi olduklarına dair bir umudumuz var…Şimdilik… Şimdi kentteki devletin rolünü bir kez daha hatırlamakta fayda görürüm. Sistem belirli aralıklarla tıkanıyordu… Geçici çözümler üretiliyordu…Şimdi sistem ben çöküyorum alarmı veriyor. Mali kaynaklar bakımından yeterli güce sahip değilim diyor…Yerel yönetimler yetki, görev ve sorumluluklarını uygulamaya yansıtmaya zorlanıyor…Devletin rolü…borçları ertelemekten ileriye gidebiliyor mu? Bir de katkı payı var onu unutmamak gerek… Belediye Başkanlarına sormak gerek…Yani mevzu odur, budur, bu mudur? Konu mali yapı sorunudur. Devletin durumu, kentin durumundan farklı mıdır? Bunu da Bakanlara sormak gerek. Ya da halka soralım, tüm bu soruların cevaplarını alalım. Ama bu ara zamlar üst üste geldi… Dolar, sterlin, euro desen sıcacık, el yakıyor. Bu konuyu halka sormak için doğru bir zaman da olmayabilir. Kısacası Devletin rolü, mali kaynak yetersizliği konusu olunca devletin sınırları konusuna mı girmiş oluyor?

Bana sorarsanız, benim memleketimin sorunu mali kaynak konusunda başlıyor… Ve davam ediyor. Uygulamadaki birtakım sorunlar mali kaynak konusundan çıkıyor… Sorunlar çözülemiyor. Her evde mali kaynak hesaplaması, kentte, kırda mali kaynak arayışı, devlette hep bir bütçe, mali kaynak telaşı, maratonu… Bugün kız istemeye bile gitsen, oğlanın işini, mesleğini, gelirini sorarlar. Gönül işi deyip bir onay vermezler. İki gönül bir olmuş…Konusu da böylece anonim bir hikaye olmuş. O zaman sistemin yapısal olarak yeniden düzenlenmesi ihtiyacı, mali sorunlar ve sorumluluklar kapsamında yeniden değerlendirilmeye muhtaçtır. Ya elimizde var olan sistemi yamalar ile ayağa kaldırmaya çalışacağız, ya da sil baştan yeni sistem arayışları içerisinde kent, devletin rolü ve sınırları konusunda yeni bir çerçeve yaratacağız. Biz buradan söylemişiz, uygulamaya yansımamış ne fayda...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları