Sahi nerede kalmıştık?

Yayın Tarihi: 07/04/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Bir yola devam etmek için tam olarak nerede durduğunu bilmen ve nereye varmak istediğini iyice bir kararlaştırman gerekmektedir. En azında yönetimde böyledir… Gezmeye çıktım diyorsan durum daha değişiktir… Yol boyunca yanına neler alman gerektiği, yol arkadaşlarının kimler olacağı, yoluna ne hızla davam edeceğin, hangi koşullarda devam edeceğin de ayrıca büyük bir önem taşır. Harita gerekir… O yoldan daha önce geçmişlere de sormak, fikir almak, danışmak yolu bulmak bağlamında gereklidir. O yolda karşına çıkabilecek zorluklar, kolaylıklar, yolda buldukların ve yola çıktıkların, eldeki dosyaların ve çantaların kabarıklığı, yolun tarihçesi, yaşanmışlıklar ve kuşkularla birlikte bir yolculuk oldukça zahmetlidir. Bir ileri iki geri, yağmurdu, çamurdu derken…Bir gün ayağına taş çarpar, bir gün başka bir sorun çıkar derken belkide bu yolu hiç gitmek istemezsin. Belki de gün olur koşarak geçersin… Belki sen bu yolu gitmek istersin de yol seni ister mi? Hedef doğru hedef mi? Yolda başına gelecek kazalara karşı var mı bir "B" planı yoksa öyle yola devam… Üstelik yürüdüğün yolun seni tam olarak da istediğin hedefe ulaştıracağı konusunda kafalarda bir de karışıklık varsa, yürünecek yol her an daha da zorlaşır. Koşmak bir yana geri geri kaçarsın…

Kıbrıs görüşmeleri zorlu bir yol… Büyük bir diplomasi çıkmazı, üzerine uzmanlar yetiştirmiş…Kıbrıs çıkmazı…Oysa küçücük bir Ada… Üzerine yazılan yazılar, yapılan görüşmeler…Ha bugün, ha yarın Ada'da kalıcı bir barış sağlanacak derken… Sanki her an KKTC uluslararası alanda tanınacak gibi…Yok bu da beklenen senaryolardan değil… Ne olacak şimdi? Kıbrıs Türk tarafı görüşmelerden ve anlaşma umudundan hiç vazgeçmedi… Sahi nerede kalmıştık? İlk adım atıldı kapılar açıldı. Annan Planı falan derken…Tarih yazıldı…Açılan kapılardı, şartlı geçişlerdi…İki halk bir şekilde birbiri ile daha çok görüşmeye başladı. "Komşu"luk ilişkileri gelişti…Sabah kahveleri falan başladı…Buraya kadar her şey çok güzeldi…Diplomatik görüşmeler…İki taraf arasındaki iletişim kesik kesik de olsa, bazen yüksek bazen düşük tempoyla devam etti…Doğalgaz aramaları Kıbrıs Türk tarafının aklına ansızın bir sabah uyanıp da yeni bir anlaşma görür müyüz sorusunu düşürdü…Simdi de ünü her geçen gün artan diplomatik yemek… Sosyal diyelim…Şimdi biz Kıbrıs görüşmelerinde nereye varmak istiyoruz sorusunu belirlediğimize göre, biz bu yolun neresindeyiz? Ne kadarlık bir yolu kat ettik?Bunca yılın uğraşı ile biz yolun neresine geldik? Yol bizi istiyor mu? Yolun sonunda varacağımız hedef bizi muvaffak ediyor mu? Biz en son yolda yalnız kalmamış mıydık? Varacağımız hedef konusunda hemfikir miyiz? Ada'nın mevcut düzeni uluslararası alanda daha mı çok değer görmektedir? Yoksa Kıbrıslı Rumlar gerçekten bir anlaşma istemezken biz hâlâ diretmeye devam mı ediyoruz? Tüm senaryoları bir tarafa bırakıp hâlâ iki taraf da anlaşma istiyor da uluslararası aktörler engelliyor diyebilecek bir hal var mıdır? Soruları hâlâ varken akıllarda, o yolda yürümek zordur.

Bana sorarsanız, iki tarafında gerçek anlamda bir anlaşma beklentisi kalmamıştır. Bu durumun satır arasına saklanacak bir durumu da artık yoktur. Durum çok açık ve nettir. Gönüllerde yaşayan Ada'da kalıcı anlaşma, bir anlaşma metnine dökülemeyecek gibi duruyor. İyi niyet çerçevesinde yapılacak toplantılara ve diplomatik görüşmelere devam edile dursun… Biz en son nerede kaldığımızı sorgulamaya başlayalım…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları