Yerel seçimlerde tartışa tartışa…

Yayın Tarihi: 31/05/18 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Tartışmak, belli bir istikrarda ve kontrolde zordur. Hele kavga etmek, sözlü de olsa bizi ve fikirlerimizi bir yere götürmez. Bir fikri bağırarak veya agresif bir şekilde dillendirmek haklılık oranımızı artırmaz. Karşı tarafı dinlemek de gerek. En zoru da budur.

Yerel seçimler yaklaştıkça memleket kanallarında belediye başkan adayları birer birer, ikişer, bazen dörder veya adayların tamamı bir araya gelip konuşmaya başladı. Seçimlere oldukça yüksek bir aday sayısı ile gireceğimiz neredeyse garanti… Hizmet için aday sayısının yüksek olmasını belediyelerimiz açısından oldukça olumlu gelişmeler olarak değerlendirebiliriz. Veya bu konuyu siyasileştirip başka yönleri ile de ele alabiliriz.Adaylar çıksınlar hizmet konusundaki programlarını anlatsınlar. Halk kime ve hangi projelere oy vereceğini bilmek ister. Hangi adayı hangi partiler destekliyor. Kim kiminle işbirliği yapıyor konusunda benim aklım oldukça karışık. Umarım bu süre zarfında halk aydınlanır. Hiç kimsesini destekleyenler de var…Partili olup da partisiz girenler, partili olmayıp da partili girenler derken…seçimlere renk geldi.

Benim takip edebildiğim kadarıyla, bugüne kadar aday tartışmalarının oldukça verimli geçtiği kanısındayım. Zaten istenen ve özlenen de odur. Günün sonunda bir belediye başkanlığı için beş aday da olsa iki aday da olsa bu bir seçim yarışıdır. Bu yarışta bireysel menfaatlerden çok bölgesel menfaatler üzerine tartışılır. Yani beklenen odur.Sosyal medya tartışma konusunda agresif… Adayları destekleyenler guruplar zaman zaman yüksek bir tondan sorunları dile getiriyor…adaylarımız sakinliğini koruyorlar…korusunlarki demokrasinin güzelliklerini bu seçimde de yaşayabilelim. Demokrasi kültürü…böylesi bir şey…Seçimler böyle…Kazananlar ve kaybedenler olacaktır. Bu da seçimler için çok doğal bir süreçtir. Sonuçta adayların ortak hedefleri belediyelerini daha da güçlendirmek, daha iyi yönetmek…değil mi? O zaman tartışılsın fikirleri…Kazanan fikirler, projeler olsun…

Adayların, belediyeleri üzerinde kurmuş oldukları hayalleri vardır mutlaka…Bu hayaller projelerinde, sloganlarında ve söylemlerinde vardır. İşte biz bunları daha yüksek bir sesle duymak isteriz. Varsa yapılan bir hata geçmişe dair… konuşulsun, tartışılsın, ispatlansın. Fikirler, projeler…ayakları yere basan, gerçekçi bir dille anlatılsın. Belediyesinin inkişafı üzerine tartışan başkan adaylarını televizyon karşısında görmek bir vatandaşı oldukça memnun eder. Hatta, meclis üyesi adaylarını ve muhtar adaylarını da görmek isteriz. Bu görüntü yapılan tartışmanın kişisel değil yönetsel olarak yapılıyor olduğunu hissettirir. Tartışma kültürü yüksektir memleketimde…"Süt beyaz mıdır?" dan başlayan tartışmalara çok şahit oldu bu siyaset sahnesi…Hep tartıştık…Tartışa tartışa da doğruyu bulduk. Kendimize göre doğrular ürettik… Yazdık, sildik… Şimdi bizim yerel yönetimler için, seçim için adaylıklarını koymuş, yönetimde ben de varım diyenlerin kendilerini halka anlatma zamanıdır. Bu anlatım diğer adaylar ile karşılıklı yapıldığı zaman muhteşem bir ortam oluyor… Dökülüyor eteklerdeki taşlar.

Bana sorarsanız herkesin kendi bölgesi için desteklediği, oy vereceği bir adayı mutlaka vardır. Diğer bölgeler için de mutlaka gönüllerden geçenler vardır… Peki ya kararsızlar? Herkes kendi ideolojisine ve düşünce yapısına uygun gelen bir aday arayışındadır. Adayların projeleri ve hizmet anlayışları ile bu karasız grupların üzerine gitmesi gerekmektedir. Bu noktada basınımızın adaylara verdiği destek toplum açısından oldukça kıymetlidir, değerlidir. Tartışa tartışa, bu yeni yol yeniden çizilir. Halk kararını verir…Bu süreçte tüm başkan adaylarına kolaylıklar dilerim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları