Kavala Kurabiyesi tadında: Edirne kent notları...

Yayın Tarihi: 04/05/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz hafta Trakya Üniversitesi'nin düzenlemiş olduğu bir toplantı için yolum Edirne'ye düştü... Edirne'ye yolculuk İstanbul Yeni Havalimanından başlıyor… Üzerine makaleler yazılan, araştırmalar yapılan uzun uzun tartışılan havalimanı… İstanbul merkeze uzaktı, yakındı… Yapıldığı bölge ve alan… Alanın ihtişamı… Uzun bir süre gündemi meşgul etti… Havalimanını gördüğüm kadarı ile daha da gündemi meşgul edeceğe benziyor…

Edirne, İstanbul Yeni Havalimanı arası yaklaşık iki buçuk saat… Karışık bir trafiğe yakalanmadan Edirne yoluna ayrılabiliyorsun… Edirne'ye vardığımda, kent ile ilgili pek bir şey bilmiyordum… Kulaktan dolma bilgilerim vardı… Ne yalan söyleyeyim bu kadar güzel ve gelişmiş olacağını da tahmin etmiyordum…

Daha yolda giderken… Beraber olduğumuz hocalarımdan Edirne ciğerinin metnini duydum… Şans bu ya, bu aralar burada da ciğer festivali yapılıyormuş… İnce yaprak gibi kesilmiş ciğerler kızgın yağa atılıyor… Kızartılıyor… Üzerine kimyon… Ekmekleri pasta kıvamında lezzetten sürekli yemek istiyorsun… Ve acı kırmızı biber… Muhteşem bir üçlü yaratıyor…

Edirne, "sultanların şehri, şehirlerin sultanı" diye anılıyor… Osman İmparatorluğu'nun doksan iki yıllık başkenti… Kentin, Balkanların en iyisi olabilmek için önemli bir iddiası var… Kent markalaşmasını balkanların en iyisi olmak üzerine kurmuş… Bunun için de büyük bir çaba harcanıyor…

Kent merkezi cıvıl cıvıldı… Bando ekibi tüm kente büyük bir enerji yayıyordu… Ağaçların altında, geniş meydanda çay bahçesi… Gün batımında Meriç köprüsü… İnsana büyük bir huzur veriyor… Kent tam bir öğrenci şehri… Güvenli ve huzurlu… Her şeyden önemlisi insanların yüzü gülüyor…

Kırkpınar Saray içiEr meydanı, geleneksel Kırkpınar yağlı güreşlerinin yapıldığı meydan… Nam salmış güreşçilerin anıtları ile birlikte… Oldukça gösterişliydi… Sultan II. Bayezid Külliyesi, Sağlık Müzesi beni en çok etkileyen mekanlardan biri olmuştur… Orası hem bir eğitim merkezi hem de bir hastane… Zamanında su ve müzik ile hasta tedavileri uygulanıyormuş… Yem yeşil… Evcil hayvanlar özgürce orta alanda dolaşıyor… Hasta odaları, öğrenci çalışma odaları, uygulama odaları bu gün bile çağdaş… Orada büyük bir huzur var…

Edirne'nin değerlisi… Selimiye Camisi… Mimar Sinan'ın "ustalık eserim" dediği… Büyüleyiciydi… Turist akınına uğramış… Gösterişli ve bir o kadar da samimi bir mekan… Bizim Kıbrıs'taki Selimiye'ye benzer mi? bilemedim… Sanırım Edirne'deki Selimiye pek de bir mukayese kaldırmaz…

Şimdi, yazının başında bir toplantı için gittiğim Edirne diye başlayıp toplantıdan hiçbir şey bahsetmeden kenti anlatıp durdum… Toplantı notları bir sonraki yazıya kalsın… Çünkü toplantı notlarında benim memleketim adına diyecek çokça şeyim var… Çıkarılması gereken sonuçlar var…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Deniz İŞÇİOĞLU yazıları