Tipik bir bayram yazısı değil

Yayın Tarihi: 04/06/19 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Günün anlam ve ehemmiyetini gösteren bir yazı yazayım diye düşündüm ilk önce…

Sonra çok "geyik" olacak diye vaz geçtim…

Fakat böyle bir günde, siyasetmiş, ekonomiymiş, hele hele de Kıbrıs Sorunuymuş...

Bunlarla ilgili kimsenin ne bişey okumak, ne de dinlemek istemeyeceğinden de emindim…

Ne yazayım? Ne yazayım diye düşünürken...

Aklıma geçen Cuma, 31 Mayıs'ta, cafemizde gerçekleştirdiğimiz "Özel" çocuklarımız için yaptığımız etkinlik geldi...

İlk önce tereddüt ettim…

Birileri yanlış anlar, "demegoji yapar bu da" veya "bak reklam yapar" diyebileceğini düşündüm…

Hoşuma da gitmez böyle bişey hiç…

Rahatsız olurum...

Sonra da kim ne derse desin, ne düşünürse düşünsün dedim…

Ben Kıbrıs Postası'nda yazmaya ilk başladığım gün de sizlere söylemiştim…

Ben duyguları ile hareket eden biriyim ve sizinle duygularımı paylaşacağım dedim…

31 Mayıs'da benim hayatımda en mutlu olduğum günlerden biriydi…

Bu yüzden bu duygularımı sizinle paylaşmalıydım…

1 ay öncesiydi...

Sevgili Münür Öztürk, Umut Öksüz ve Ayşe Kişmir, bana Lefkoşa Türk Belediyesi bünyesinde, LTB Engelsiz Halk Dansları grubu olduğundan bahsetti, 1 Haziran Dünya Çocuk gününden önce de bişeyler organize edelim diye konuştuk...

Sonunda 31 Mayıs günü için sözleştik...

Gerçekten Başkan Harmancı'yı ve ekibini gönülden tebrik etmek isterim, gönülden, çünkü bu ekipte olan, o kadar güzel insanlar var ki...

Çocuklar ile dans edişleri, onların gözlerinin içine bakmaları, çocukları gülümsetmek için çırpınışları, bu güzel insanları, daha da güzel yapıyordu...

Bu işi o kadar samimi, o kadar içten, o kadar severek yapıyorlardı ki...

Etkilenmemek elde değildi...

Hayatın koşuşturması içerisinde, unutuyoruz bazen neler yaşandığını...

Ne hayatlar olduğunu unutuyoruz...

Bu çocuklar bu "özel" çocuklar sevgiye o kadar aç ki...

Fakat fark ettiğim, sevgiye aç olduklarından çok…

Sevgi vermek, sarılmak için can atıyorlar...

Sevgili Umut," abi dedi bir teşşekkür edelim sana hep beraber"...

Dedim olur mu öyle şey, "zaten sizin sayenizde hayatımın en güzel günlerinden birin geçirdim" ne gerek var diye...

Herneyse, tabi dinlemedi beni...

Bişeyler söyledi...

Daha Umut sözünü bile bitirmeden...

Adını sonradan öğrendiğim, Metin adında, aslan gibi bir ufaklık…

Öyle bir gelip sarıldı ki bana...

Neye uğradığımı şaşırdım...

Teşekkür ederim dedi...

Yazarken bile gözlerim yaşarıyor…

Bıraktım kendimi...

O kadar çok mutlu oldum ki, tutamadım...

Gözlerimden yaşlar aktı...

Ben de ona sarıldım, öyle kaldık bir süre...

Hayat yoruyor hepimizi, Kıbrıs'ın durumu, bundan kaynaklanan ekonomik sıkıntılarımız, toplumun psikolojik ve sosyolojik durumu...

Unutuyoruz bazı şeyleri, "es" geçiyoruz, farketmiyoruz...

Oysa bir anlık, bir günlük, ufak da olsa bir dokunuş, ne kadar önemli bu çocuklar için…

Hele de ailelerine bir yardımız olsa, yapabilsek bişeyler...

Bu çocuklara da biraz daha çok sahip çıksak, o aileler de bir nefes alacak...

Bu bayram gününde, daha mutlu, daha neşeli şeyler yazmak...

Eski bayramkardan bahsedip "geyik" yapmak istemedim…

Populizm veya başka bir düşüncem de yok asla…

Cok ama çok mutlu olduğum bir anı, hem sizinle paylaşmak…

Hem de sizlerin de, biraz da olsa bu çocuklara ve bu çocuklara adanmış hayatlara, özverili, çok özel insanlara dikkatinizi çekmek istedim…

Hem bu çocukların aileleri, hem de bu çocuklara el uzatan bu çok özel insanların, her zaman hepimizin desteğine ihtiyacı var…

Dünyadaki en ama en güzel şey, bir insanı, hele de bu bir çocuksa, hele de "özel" bir çocuksa, onu mutlu edebilmektir…

En azından denemektir…

Deneyin…

Kurtulun ezberlenmiş bahanelerden…

Lütfen deneyin…

İnanın çok mutlu olacaksınız…

Mutlu Bayramlar Herkese...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları