Öğrenilmiş çaresizlik
Kişinin herhangi bir durumda çok sayıda başarısızlığa uğrayarak, bir şey yapsa da hiçbir şeyin değişmeyeceğini, olayların kendi kontrolünde olmadığını, o konuda bir daha asla başarıya ulaşamayacağını düşünüp, bir daha asla deneme cesaretini kaybetmesidir.
Kıbrıs Türk toplumunun da içinde bulunduğu durum, tam da budur
Hiçbir şeyin değişmeyeceği
Olayların kendi kontrolünde olduğuna inanmaması
Ve en kötüsü de
Tekrar deneme cesaretini kaybetmesi
Maalesef bu durumdayız
Esasında çok da haksız değiliz böyle düşünmekte
Yaşananlar
Savaşlar
Ambargolar
Aşağılanmalar
Baskılar
Beceriksiz siyasiler
Ve daha da fazlası
Bizleri böyle düşünmeye ve hissetmeye itmiştir
Söylediğim gibi
Bu şekilde hissetme konusunda çok da haksız değiliz
Çözüm mü?
Bizim, Kıbrıslı Türklerin başarı hikâyelerine ihtiyacımız var
Hayata tekrar tutunmak için
Kendimize güveni, tekrar hayata geçirmemiz için
Başarı hikâyelerine ihtiyacımız var
Hikâye derken, örneklerden bahsediyorum
Dönüp bir bakın etrafınıza
Kendi işlerinde başarılı olan
Tüm sorunlara, imkânsızlıklara rağmen
Ayakta kalan, işletmelerimiz, başarılı iş insanlarımız var
Rum tarafı bize ambargo uygular, hiçbir iş yapamazsınız diyenlere inat
Türkiye, bizim güçlenip kendi ayaklarımız üzerinde durmamıza izin vermezlere inat
Ayakta durabilen
Güçlü insanlarımız var
Yapmamız gereken tek şey
Asgari menfaatlerde buluşmayı
Kıskançlık yapmamayı
Birinin mutsuzluğundan mutlu olmamayı
Öğrenmek
Daha sonra da
Tek kurtuluşumuzun
Turizm sektörü olduğunu kabul edip
Top yekûn bu sektörün güçlenmesi için çaba göstermek
Ülkeler artık pazarlama yaparken
Belli markaları, belli ürünleri, belli bölgeleri ön plana çıkarırlar
Mesela, Ayia Napa, belki de Kıbrıs Rum tarafından fazla bilinir dünyada...
Mesela, Barcelona Futbol Kulübü, İspanya'yı bilmeyenler bile bu takımı bilirler
Mesela, Eyfel Kulesi, Fransa'dan daha çok burası bilinir
Mesela, Cadbury, çikolata denince aklımıza hemen İngiltere gelir
O kadar çoğaltabiliriz ki bu örnekleri, sayfalar yetmez
Yeter ki, bahanelere sığınmadan, güçlü markalarımızı yaratalım ve sahip çıkalım
İskele bölgesinden, Mağusa'ya doğru, el değmemiş o kadar güzel plajlarımız ve ormanlarımız var ki
Bu bölgelerin bir marka yapılması ve turizmin hizmetine sunulması, sadece vizyon ister, biraz da cesaret
Şimdi bazı çokbilmiş, güya çevreci okurların, "buraları da mahvedecek, peşkeş çektirmek istiyorsunuz" sözlerini duyar gibiyim
Girne gibi bir örnek varken, çok da haksız değiller aslında
Fakat ben o bölgeleri, ne birine peşkeş çekmek, ne de doğasını mahvetmek istiyorum
Bunu isteyebilecek en son kişilerden biriyim ben
Fakat buraların turizme kazandırılıp
Büyük doğa parkları, yürüyüş alanları, muhteşem plaj alanları ile turizme kazandırılmasını
Oraların K.K.T.C. denince akla ilk gelen
Hatta K.K.T.C.'nin ismini bile önüne geçerek, tanıtımımızın yapmasını istiyorum
Yapılabilir mi?
Kesinlikle yapılabilir
Ne Rum tarafı ne de Türkiye buna engel de olamaz
Yeter ki vizyon, bilgi ve cesaret olsun...
Siyasi irade olsun
Başka hiçbir şey istemeyiz
Fakat "nerde bizde böyle siyasiler" dediğinizi duyar gibiyim
Hiç kimseye muhtaç ve gebe kalmadan yaşamayı öğrenmemiz gerek...
Bir bedel ödenecekse de, hep beraber ödemeliyiz...
Hep beraber...
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.