Turizmde güvenlik algısı

Turizm sektörü ulusal ve uluslararası turist hareketlerinde artış ve gelişimle birlikte dünya ekonomileri içinde kapsamını genişletmiştir...

Bununla birlikte turizm gelirlerinde sağlanan büyüme, sağlık, kazalar, terörist eylemler gibi tehditlerden etkilendiği için güvenlik konuları turizm faaliyetleri içindeki belirleyiciliğini artırmıştır…(Richter ve Richter,1999)

İnsanlar yıl boyunca çalışırlar…

Şanslı olanlar senede birden fazla, standart insanlar da senede bir kez tatile çıkıp, tüm yılın yorgunluğunu atmak için değişik ülkelere, bölgelere giderler…

İnsanlar gidecekleri bölgeyi seçerken…

Çok değişik dürtüleri vardır…

Kişiden kişiye göre değişir…

Kimi insanlar…

Deniz, kum ve güneşi tercih eder…

Kimileri tarihi yerler görmek ister…

Kimileri de macera arar…

Bu dürtüler kişiye, kültüre, fiyata, beklentiye, yaşadığı bölgeye ve daha birçok değişkene göre farklılık gösterir…

Fakat değişmeyen tek şey…

Güvenliktir…

Hiç kimse, gerek yalnız, gerek ailesi, gerek arkadaşları ile gittiği…

Tüm yıl beklediği tatilin…

Güvenlik sebeplerinden dolayı bozulmasını istemez…

Gitmez güvenlik sorunu olan bir yere…

İstediği kadar uygun fiyatlı olsun…

İstediği kadar muhteşem bir doğası, tarihi zenginlikleri olsun…

Güvenlik bir numaralı belirleyicidir tüm turistler için…

Maslow'un (1943) ihtiyaçlar piramidinde, güvenlik, fizyolojik ve biyolojik ihtiyaçlardan hemen sonra gelen en temel ihtiyaçtır…

Gördüğünüz gibi…

Gideceği ülkenin Güvenlik durumu, bir turistin, gideceği destinasyonu belirlerken, en önde gelen kriteridir…

Diğer kriterler, güvenlikten sonra gelir…

Biz Kıbrıs'ta her zaman, sapla samanı birbirine karıştırırız…

Amaç her zaman, bağcıyı dövmektir…

Üzüm yemek her zaman sonradan gelir…

Pazar gecesi, Kuzey Kıbrıs'ta da, hiç beklenmedik, hiç düşünülmeyen bir olay oldu…

Ülkemizin içinde bulunduğu coğrafya…

Çok büyük sorunlara gebe olsa da…

Bu tür şeyler hiç bizim başımıza gelmez diye düşünürdük…

Fakat olabiliyormuş…

Bunu da gördük…

Hemen bizim çok bilmiş, entel arkadaşlarımız, tek işleri eleştirmek olan bazı arkadaşlar, hem hükümeti yerden yere vurmak, hem Başbakana geçirmek, hem de popülizm yapmak için başladılar döşemeye…

Resimler, yazılar, makaleler…

Ne arasanız var…

Gören de ülkenin her tarafı füzeler ile yıkıldı…

Her gün bu topraklara füzeler yağıyor zannedecek…

Başbakan'ın hatası var mı?

Var…

Esas danışmanlarının var…

Yeterince bu konuda bilgili personelimiz var mı?

Yok…

Devletin de…

Hükümetin de eksikleri var mı?

Var…

Bu eksiklikler ve hatalar daha da uzayabilir…

Ama iki gözüm arkadaşlar…

Yapmayın lütfen…

Sapla samanı karıştırmayın…

Hükümeti…

Başbakan'ı…

Yetkilileri…

Sorumluları…

Yerden yere vurun…

Eleştirin…

Bunu siyasiler yapsın…

Ama bunu tellal düdük yapmaya…

Her tarafı resimler ile doldurmaya…

Komplo teorileri çıkarıp…

Dünyanın en kırılgan sektörü…

Ve Kuzey Kıbrıs'ın da ekonomik tek kurtuluşu olan bu sektörü...

Turizm sektörünü mahvetmeyin…

Bunu yaparken kendinize…

Ülkenize…

Arkadaşlarınıza...

Zarar geldiğini nasıl düşünmezsiniz…

Bu kadar mı nefret var içinizde bu sektöre…

Bu sektörden ekmek yiyenlere…

Ülke füzeler ile uğraşırmış da…

Bazı kişiler turizmi düşünürmüş…

Evet, gerçek vatansever…

Gerçekten bu ülkeyi...

Bu insanları sevenler...

Bu ülkenin ekonomisinin zarar görmemesi için çalışanlardır...

Hem kimseye gebe kalmak...

Kimsenin beslemesi olmak istemezsiniz...

Sonra da, ülkenin ekonomik olarak tek kurtuluşu olan sektöre zarar verirsiniz…

Sırf eleştirmek için...

Sırf başbakana, hükümete yüklenmek için...

İşte bu tür zamanlarda...

Samimiyetsiz olduğunuz anlaşılır...

Yapmayın...

Sapla samanı karıştırmayın...

Ülkeye zarar vermeyin...

Yazık edersiniz…