Popülizm yaparken ötekileştirme yapıyorsunuz

Yayın Tarihi: 16/08/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Hiç unutmam…

Babam Lefkoşa'da, Selimiye Camisine giderdi bayram namazları için…

Arife geceleri, mutlaka yıkanılır, sabah camiye gideceksek de gitmeyecekse de hazır olurduk…

Babam kaldırmaya çalışırdı beni sabahları…

Çoğuna gidemezdim…

Sabah erken kalkmak zor gelirdi bana…

Gittiğim zamanlarda ise…

Oradaki samimiyeti hep güzel anılarla hatırlamışımdır…

Genelde anneannemin evinde toplanırdı bütün aile…

Anneannem namazını kılmış, yemekleri hazırlamış bizleri beklerdi…

Yemekler yenir, daha sonra da Çağlayan'daki bayram yerine koşardık…

Yani demeye çalıştığım, bayram namazları, bayramlardaki manevi huzur ve istek, Kıbrıs Türkü'nün her zaman hayatında olan şeylerdi…

Hiçbir zaman zoraki olmadı böyle şeyler bizler için…

Herhangi bir toplum baskısı veya zorlama da hiç yaşanmadı bu topraklarda…

Her zaman samimi olmuştur Kıbrıs Türkü, İslam'a karşı…

Büyüklerimiz, nenelerimiz, oruçlarını da tutarlardı, fakat hiçbir zaman oruç tut diye ısrar da etmezlerdi…

Bana iyi insan olmam için…

Yalan söylememem, iftira atmamam, birinin mutsuzluğundan mutlu olmamam için telkinde bulunurlardı hep…

Bizim kültürümüzdür bayram namazları…

Bize kimse bunu sonradan empoze etmeye çalışmadı…

Nüfusumuz artıyor…

Bundan dolayı da ibadet yerleri de topluma yetmiyor…

Nasıl hastanenler, okullar, yetmemeye başladıysa…

Camiler de topluma yetmemeye başladı…

Bundan dolayı da bazen bayram namazı gibi, özel günlerde…

Camiler sığmıyor…

İnsanlar namazlarını bahçelerde…

Sokaklarda kılmak zorunda kalabiliyorlar…

Fakat maalesef, bazı popülist arkadaşlar…

Toplumu huzursuz etmek…

Siyasi avantajlar yakalamak için,toplumu geriyor…

Kıbrıs Türk halkının hassas olduğu…

Laiklik duygusu üzerinden "demagoji" yapıyor…

Bu toplum nasıl Atatürk ilkelerine sonuna kadar bağlıysa…

Ne kadar Laiklik konusunda hassassa da…

Dini ve kültürel değerlerine de o kadar sahip çıkan bir toplumdur…

Son yıllarda gerek Türkiye'de, gerekse de dünyada, İslami gerekçeler öne sürülerek, insanların hayat biçimine müdahaleler olduğunu görüyoruz…

Bunlar Kıbrıslı Türklerin en çok korktuğu, çekindiği konulardır…

En önemlisi de alışık olmadıkları, karşı karşıya kalmak istemedikleri durumalardır…

Tam da bu nokta da, bizdeki bazı arkadaşların hevesleri kabarmış olmalı ki…

Kıbrıslı Türklerin hassas olduğu bu konular üzerinden, popülizm yaparak siyasi avantajlar elde etmeye çalışıyorlar…

Bunu herkes iyi anlamalıdır ki…

Bu şekilde toplumu gererek…

Ötekileştirerek…

Benim gibi düşünmeyen, benden değildir diyerek…

O ötekileştirdikleri gurupları daha da radikal hale getiriyorlar…

Daha da önemlisi, Kıbrıs Türk toplumunun içine bu nifakı sokarak, toplumu bölüyor ve kendi gibi düşünenleri bile karşı tarafa yönlenmesine sebep oluyorlar…

Hiç düşünmüyorlar ki, o bayram namazını kılanlar arasında kendileri gibi düşünen insanlar da var…

Hiç düşünmeden, sadece siyasi manevralar uğruna, bu toplumu oluşturan değerlere zarar vermeye çalışıyorlar…

Bir anlaşma olur da, bir federasyon çatısı altında Rumlar ile anlaşırsak da…

Bu şekilde K.K.T.C olarak yolumuza devam edeceksek de…

Kendi kültürümüzü…

Kendi dinimizi…

Kendi kimliğimizi…

Yaşatacağız…

Bayram namazına da gideceğiz…

19 Mayıs'larda Atatürk'ü daha da büyük bir saygı ile anacağız…

Onun yolunda ve düşüncesinde daha da emin adımlarla hareket edeceğiz…

Bu toplum…

Sözde "solcuların" işçisini ve emekçisini kullanarak, kendinden olmayanı, kötüleyerek ve ötekileştirerek yaptığı siyasete inanmayacağı gibi…

Sözde "sağcıların" da milli ve dini duyguları kullanarak toplumu kutuplaştırma oyununa gelmeyecektir…

2 bölgeli, 2 toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir anlaşmayı kovalarken…

Bu süre zarfında, K.K.T.C'yi daha iyi yönetmenin yollarını arayacaktır…

Ve her türlü alternatifi de Kıbrıs Türk toplumunun geleceği için zorlamaya devam edecektir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları