Akdeniz'deki güç savaşında Çin...

Yayın Tarihi: 01/07/19 07:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Son yıllarda konu Akdeniz olduğunda hepimizin ilk aklına gelen mevzu olası hidrokarbon kaynakları ve bu hidrokarbon kaynakları üzerine yaşanan tartışmalar; Sondajlar, NAVTEX ilanları, Kıta Sahanlığı, Münhasır Ekonomik bölge v.b.

Elbette tartışmaların aktörleri olarak da Kıbrıslı Türkler, Kıbrıslı Rumlar, Türkiye, Yunanistan, İsrail ve çok uluslu şirketler anılmaktalar...

Avrupa Birliği kurumlarının yaptıkları açıklamaları da unutmuyoruz... Perde gerisinde Rusya ve ABD'nin de rolleri malum...

Ancak bu yazımda bunları tartışmayacağım...

Günlük yaşamımızda ürettiği oyuncaklarla ve elektronik araçlarla aklımıza gelen Çin'in bölgemizdeki etkinliğine dair küçük bir değerlendirmede bulunmak istiyorum...

Diğer bir deyişle çok kutuplu bir dünya sistemine doğru giderken, Çin'in yakın çevremizdeki ekonomik etkinliğine değinmek iyi olacaktır diye düşünüyorum...

2013 yılında Çin Devlet Başkanı Xi Jinping ''Kuşak Yol Projesi'' adı altında Çin'in yeni küresel projesini tanımladı... Jinping'in projesinde yeni İpek Yolu'nun hem karasal hem de deniz üzerinden yaratılması öngörülmüştür...

Bu küresel ekonomik projenin merkezinde Çin yer almaktadır...

Jinping'in projesi belli bir bölgeyle sınırlı kalmayan, küresel bir proje... Öyle ki, Çin küresel düzeyde ticari ilişkilerini ve doğrudan yabancı yatırım oranını da artırmaktadır... Çin bir yandan artan üretimi ve bunun neticesinde enerjiye duyulan ihtiyaç nedeniyle Afrika, Latin Amerika ve eski Sovyet coğrafyasına petrol ve doğal gaz tedariki için yönelirken, diğer yandan ise Avrupa'daki yatırımlarını da artırmaktadır...

Küreselden bölgesele dönecek olursak, Çin son dönemde Güney Avrupa diğer değişle Akdeniz havzasındaki yatırımlarını ve ekonomik etkinliğini artırmaktadır...

Çin'in geçtiğimiz yıl Avrupa'da yaptığı yatırımları önceki yıllara göre bir azalma gösterse de önemini ve artma eğilimini hala daha koruyor... Çin'in günümüzde birleşmeler ve satın almalarla birlikte 348 Milyar Dolarlık bir yatırımı Avrupa'da gerçekleştirdiğini görmekteyiz (The Diplomat, March 14, 2019).

Çin günümüzde dünya ticaretinin %12'sini gerçekleştirirken, bunun büyük bir kısmını deniz yoluyla gerçekleştirmektedir. Diğer taraftan 10 yıl kadar öncesinde Çin'in deniz aşırı doğrudan yabancı yatırımları küresel anlamda %2'lik bir düzeydeyken, günümüzde bu %11'lik bir düzeye çıkmıştır (Linden, 2018).

Avrupa ülkeleri ithalatlarının %75'ini deniz yoluyla Kuzey Atlantik'ten sağlamaktadırlar (Linden, 2018). Bu bağlamda Avrupa için stratejik öneme sahip limanlar arasında Roterdam en başta gelmektedir. Euromax şirketi tarafından işletilen limanın %35'lik hissesine Çin devlet şirketi sahiptir (Linden, 2018).

Deniz üzerinden tasarlanan ve hayata geçirilen İpek Yolu nedeniyle Çin için limanlar stratejik anlamda önemli...

Güney Avrupa ve Akdeniz havzasındaki limanların bu bağlamda Çin için büyük önemi var... Bu önemden dolayı Çin Devlet Şirketleri son yıllarda Akdeniz'de var olan limanların işletmesini devralmışlar veya yeni limanlar inşa etmişlerdir...

Çin Devlet Şirketleri İtalya'daki Venedik, Triesta ve Ravenna limanlarına yatırımlara başladığından bu yana Almanya'nın Çin'in Avrupa'ya yönelik yatırımlarına karşın hassasiyetinin artığı gözden kaçmamaktadır. Bununla birlikte İtalyan kamuoyunda Çin'e karşı skeptisizmin de var olduğu ayrı bir gerçeklik...

Derin bir ekonomik kriz yaşayan ve bundan dolayı alt yapı yatırımlarını da gerçekleştiremeyen Yunanistan 2016 yılından itibaren Pire limanının hisselerinin %66'lık kısmını Çin'in COSCO şirketine satmıştır...

Türkiye'nin iş hacmi bağlamında en büyük üçüncü limanı olan Kumport da 2015 yılında yine Çin'in COSCO şirketine satıldı...

Çin'in COSCO şirketi kendisini İspanya'da da göstermiş ve 2017 yılında İspanyol Noatrum şirketinin %51'lik hissesini alarak, Bilbao ve Valencia deniz limanlarına, Madrid ve Zaragoza'nın demiryolu istasyonlarında söz sahibi olmuştur.

Çin, Avrupa ve Kuzey Afrika bağlantısını sağlayacak olan limanları da unutmadı ve İsrail'deki Hayfa ve Aşdod limanlarının inşasını da üstlenmiştir... Yine bu bağlamda, Çin'in CHEC şirketi Süveyş kanalındaki ticaret güvenliğini sağlamak bağlamında Mısır'daki Sokhna limanının inşasını üstlenmiştir... Mısır'ın Port Said limanıysa yine Çin'in COSCO şirketi tarafından işletilmektedir.

Çin Deniz yoluyla yürürlüğe koyduğu İpek Yolu projesinde limanları stratejik noktalar olarak görmektedir. Bu stratejik noktalar Çin'in küresel alandaki yumuşak gücünün bir parçası olarak değerlendirilebilir... Küreselleşmenin yeni bir boyut kazandığı ve güç merkezlerinin çeşitlendiği bir dönemden geçiyoruz... Bu çeşitlilik aynı zamanda bir güç mücadelesinin de ortaya çıkmasına neden oluyor... Güç mücadelesi hem ekonomik hem de askeri boyutuyla karşımıza çıkarken, mücadelenin aktörlerini sadece devletlere indirgeyerek değerlendirmek pek doğru olmaz, aynı zamanda çok uluslu şirketler de mücadelenin içerisinde yer alıyorlar, konunun bu boyutunu başka bir yazıda tartışacağım...

Sonuç olarak, küresel güç mücadelesinde Akdeniz mücadele alanlarından bir tanesi, bu mücadelede Çin ejderha özelliğini ekonomik alanda gösteriyor...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.