Oturup kapsamlı çözümü beklemek!

Yayın Tarihi: 29/07/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Crans Montana sonrası duran sadece toplumlararası müzakereler olmadı...

Kıbrıs Türk Toplumunun uluslararası alandaki görünürlüğü azaldı...

Taşınmaz Mal Komisyonu'nun çalışmaları yavaşladı... Maddi sorunları konuşulur oldu...

Adada toplumlararası ilişkiyi ve güveni artıracak çok fazla adım atılmadı, sivil inisiyatifin adımlarıyla açılan Derinya ve Aplıç geçiş noktalarının açılışını bir yana bırakırsak...

2004 sonrası dönemi bir anımsayalım, Avrupa Birliği ve diğer uluslararası aktörlerle kurulan ilişkiler, Brüksel ve Strasburg gibi diplomasi başkentlerine yapılan ziyaretler ve lobi çalışmaları...

Türkiye ile sürekli istişarede bulunulması ve Türkiye'de çeşitli hükümet dışı örgütlerle de sürdürülen yakın ilişki v.s.

Ardından Taşınmaz Mal Komisyonu'nun kurulması ve bu çerçevede mülkiyet alanında getirdiği açılımlar...

Uluslararası alanda görünürlük ve ardından AB'nin istenilen düzeyde olmasa bile hibe-destek-burs programlarından yararlanılması...

Lokmacı kapısının açılmasında alınan inisiyatif ve aktif politika...

Günümüzde ise içine kapanık bir Kıbrıs Türk liderliği var diyebiliriz...

Son iki yıldır neredeyse dış temaslar minimum düzeye inmiştir, öncesinde de sadece kapsamlı çözüm için Mont Pelerin'den Crans Montana'ya uzanan bir süreç...

Ne yapılmalı?

Durgun bir denize benzer bir dış politika yaklaşımımız var diyebiliriz...

Kıbrıs sorunu ve soruna ilişkin sesimiz, Kıbrıslı Türklerin adadaki varlıklarını bir anlamda anımsatıyor... Çünkü sorunun aktörlerinden birisi... Ancak gelinen süreçte bu aktörlük de bir kaybolma tehlikesi yaşamakta...

Ne yapılması gerektiği noktasına geldiğimizde, aslında yapılabileceklerin çok da zor olmadığı ancak irade ortaya konulmasına ihtiyaç duyulduğunu söyleyebiliriz...

Kapsamlı çözüm için müzakerelerin yeniden başlaması ve süreçte bir takvime bağlanarak devam etmesi ve sonuca ulaşılması elbette en ideali...

Ancak kapsamlı çözüme ulaşılmıyor veya süreç devam ediyor diye oturup beklenecek bir hal yok diye düşünüyorum...

Yıllarca kapalı Maraş'ın açılması konuşuldu durdu, zorluğundan ve bununla birlikte bir pazarlık aracı olarak kullanıldığından da bahsedildi...

Kapalı Maraş'ı bir yana bırakıyorum... Kapsamlı çözüm amacından vazgeçmeden neler yapılabilir ona kafa yormak gerek diye düşünüyorum...

Derinya'da iki toplumlu sivil inisiyatif tarafından atılan adımlar küçük ama anlamlı, ara bölgenin maksimum düzeyde çok kültürlü bir yapıda kullanılması ve bir paylaşım mekanına dönüştürülme çabaları var...

Takdir etmemek elde değil ve bunlar BM ile istişare edilerek yapılıyor...

Çetrefilli çok sorunu olmayan ara bölgenin yaşama döndürülmesi ve toplumlararası ilişkilerin gelişmesine katkıda bulunması amacıyla kullanılması mümkün...

Ara bölgenin kullanılması, içine kapanıklığımızı giderecek ve aynı zamanda ekonomik anlamda toplumsal yarar sağlayacak bir proje olabilir...

Çok kültürlülük çerçevesinde kurulabilecek olan ortak kolejler, alış veriş merkezleri, ortak spor alanları-müsabakaları ve geleneksel Pazar yerleri de hem ekonomik katkı yapabilecek hem de toplumların yakınlaşmasını sağlayıcı projeler... Diğer bir deyişle tolerans kültürünün ve paylaşımın hayata geçirilmesi...

Lefkoşa havalimanı ve çevresinin kullanımının yeniden gündeme getirilmesi de bunlara eklenebilir... Ancak en basitlerinden başlamak sanırım en iyisi...

Kapsamlı çözüm elbette bu adada bir gereksinim, belirsizlik özellikle Kıbrıslı Türkleri yoruyor...

Belirsizliğin neden olduğu sosyal ve ekonomik problemler de katlanarak bizlerin yaşamını etkiliyor...

Sonuç olarak, kapsamlı çözüm hedefinden sapmadan, uluslararası görünürlüğü ve toplumsal haklarımızı savunmak amacıyla lobi çalışmalarımızı yürütmek mümkün... Bununla birlikte toplumlararası yakınlaşmayı sağlayacak ve aynı zamanda Kıbrıslı Türklerin ekonomik yaşamına katkı sağlayabilecek projeler de hayata geçirilebilir... Gerekli olan ise aktif bir dış politika yaklaşımıdır...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.