Mekik diplomasisi ve kısıtlı zaman!

Yayın Tarihi: 09/09/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres'in özel temsilcisi Lute geçtiğimiz hafta adada bir mekik diplomasisi gerçekleştirdi... Lute, Crans-Montana sonrası duran müzakere sürecinin yeniden başlaması için çaba sarf etti...

Sonuç: İki liderin BM'nin New York'taki toplantısında Guterres ile ayrı ayrı görüşmesi... İlgili görüşmeler olumlu sonuçlanırsa Ekim ayı içerisinde üçlü toplantı gündeme gelebilir...

Cumhurbaşkanı Akıncı'nın verdiği mesaj şu ki görüşmeler devam edecek ancak farklı bir düzlemde... Olası bir müzakerede ucu açık bir süreç olmayacak...

KKTC'deki siyasi parti liderleri sürece ilişkin çok olumlu izlenime kapılmadılar... Aynı şekilde Güney Kıbrıs'ta da siyasi parti temsilcilerinin açıklamalarına bakıldığında çok da olumlu bir hava yok...

New York'ta yapılacak olan görüşmelerin içeriği ve sonuçları şeffaf bir şekilde kamuoyuyla paylaşılmalı, somut adımlar atılıyorsa varsa açıklanmalı, yoksa bu da kamuoyuna sunulmalı, diğer bir deyişle sırf ön müzakere süreci devam etsin veya müzakere devam etsin şeklinde bir sürece sürüklenmemeli...

Anastasiadis'in durumu net, sırf görüşme olsun şeklinde bir müzakere sürecini dışlamayabilir, özlü konulara ilişkin tutarsız yaklaşımları da malum!

Akıncı ise gelecek yıl gerçekleştirilecek olan cumhurbaşkanlığı seçimini de düşünerek sürecin devam etmesi yönünde dikkatli adımlar atmaya devam edecektir... Ancak bu sürecin sırf ön müzakere veya müzakere olsun şeklinde olmaması gerekli...

Kısıtlı zaman ve yapılması gereken

Crans-Montana'da 2017'de gerçekleştirilen zirveden sonra benzer bir sürecin başlaması ve bu kez olumlu sonuçlandırılması anlamında çok kısıtlı bir zaman var... Bunun en önemli nedeni de KKTC'deki cumhurbaşkanlığı seçimi...

Diğer bir nedeni de artık Kıbrıslı Türklerin büyük çoğunluğunun ucu açık bir görüşme sürecine onay vermemesi... Diğer bir deyişle müzakerelerin bir takvime bağlanarak sonunda belirsizliğin bitmesi isteniyor...

Yeni bir sürecin başlaması ve olumlu sonuçlandırılması için birçok adımın atılması elzem...

Uluslararası toplumun Anastasiadis'i diplomatik anlamda daha fazla markaja alması ve yeni önerileri masaya yatırması gerekiyor... Kapsamlı çözüm öncesi iş birliği de buna dahil...

Uluslararası toplumun bu bağlamda adım atması için bugüne kadar lobi çalışmalarının yoğun bir şekilde yapılması gerekirdi... Maalesef bu konuda büyük bir noksanlık var... Bunu daha önceki yazılarımda da belirttim...

Kıbrıs'ta bir çözüme Kıbrıslı Türkler daha fazla ihtiyaç duymaktadır...

Uluslararası hukukun içerisinde tam olarak yer alamadığımızdan ve izolasyonlardan dolayı günlük yaşamımız zorlaşıyor...

BM parametreleri-Guterres Çerçevesi ve ikinci Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun imzaladığı 2014 belgesi ortada... Crans-Montana'da ortaya çıkan yakınlaşmalar da belli... Bu noktada kapsamlı bir çözüm için sadece adım atmak kalıyor... Ancak bu adımın bu metotla ve aynı aktörlerle atılması zor gibi gözüküyor...

Geriye kalan şu ki, Türkiye, Yunanistan ve uluslararası toplumun adımlar atması ve zorlayıcı bir rol oynamaları... Böylesi bir sürecin başlatılması ve hayata geçirilmesi için ise daha fazla bir zamana gereksinim duyuluyor... Kısacası zaman kısıtlı...

Sürpriz bir gelişme olması için garantörlerin ve uluslararası topluluğun da katkılarıyla bir mekik diplomasisinin çoklu bir konferans çerçevesinde gerçekleştirilmesi gerekli... Umarım sürpriz olur...

Kıbrıs'ta bir çözüme ulaşmak için artık farklı metotların devreye girmesi gerekmektedir. Bunun gerçekleşmesi için ise proaktif bir politikanın izlenilmesi kaçınılmazdır...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.