Belediyeler reformu beklerken...

Yayın Tarihi: 23/09/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Şehir ve belediye kavramı eski Yunan'a ve Roma İmparatorluğuna kadar dayanır. Roma İmparatorluğunda yerel yönetimleri tanımlamak için kullanılan municipium kelimesi günümüzde İngilizcede kullanılan municipality kelimesinin de köküdür.

Osmanlı coğrafyası ise belediye terimiyle Tanzimat'la birlikte tanışmış ve belediye toplumsal ihtiyaçları ve işlere yerel düzeyde bakan idare olarak tanımlanmıştır...

Günümüzde belediyeler artık sadece çöp toplama, diğer temizlik işleriyle ilgilenen ve kaldırım-yol inşa eden yerel yönetim birimleri olmaktan çıkmışlar toplumsal ihtiyaçları daha geniş bir perspektiften değerlendiren kurumlara dönüşmüşlerdir. Öyle ki, sosyal belediyecilik anlayışıyla belediyeler, sağlık, kültür, sanat ve spor alanlarında ilgili belediye sınırları içerisinde yer alan nüfusa hizmet vermektedirler.

KKTC'de sosyal belediyeciliğin yerleşmesinde Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) belediyeleri öncü rol oynamışlardır... Daha sonra diğer siyasal partilerden seçilen belediye başkanlarının bir kısmı da sosyal belediyecilik anlayışını takip etmişlerdir.

Ülkemizde belediyelerin geleceğini ilgilendiren yeni yasa çalışmaları var. Bunlardan bir tanesi ve en acil olanı ise 51/1995 sayılı Belediyeler Yasasında yapılacak olan değişikliklerdir.

İlgili yasa yıllar içerisinde değiştirilip, birleştirmeler yapılsa da günümüz ihtiyaçlarına cevap veremez durumdadır.

Ekonomik sektörlerin çeşitliliği ve bununla birlikte merkezi idareler tarafından yürürlüğe konan teşvik programları ve vergi ödemelerine ilişkin muafiyetler belediyelerin mali açıdan sıkıntı yaşamalarına neden olmaktadır.

Örneğin, ''eğitim sektörünün'' uluslararası bir boyut kazanması ve inşa edilen yurtlar, turizm alanında artan yatırımlar neticesinde inşa edilen büyük oteller nedeniyle belediyelerimizin temel hizmet yüklerini artırmıştır. Temel hizmet yüklerinin artmasına karşın belediyelerin gelir kalemlerinde önemli bir artış olmamıştır. Bunun nedeni de geçmişte yapılan yasaların günümüzdeki şartlara cevap verememesidir. Kısacası belediyelerin giderleri artarken gelirlerini artırıcı yasal düzenlemeler (özellikle vergi ve hizmet bedeli) yapılamadığından belediyelerin gelirleri istenilen düzeyde artmamıştır.

Belediyelerin giderlerinin artmasının bir diğer sebebi de merkezi idareler tarafından kamu personeli için yapılan maaş artışlarıdır. Bu artışlar da belediyeleri zor durumda bırakmıştır... Kısacası maaş artışı olurken, belediyelerin hizmet sağladığı kurumlardan gelir bağlamında istenilen düzeyde bir artış söz konusu olmamıştır... Aynı şekilde merkezi idarenin katkısı da istenilen düzeyde olmamaktadır...

Yerel yönetimler reformu çerçevesinde belediye sayısının azaltılması yönünde çalışmalar ve tartışmalar yapılırken, 51/1995 sayılı belediyeler yasası üzerinden yapılması gereken değişikliklere yönelik merkezi idarenin yani hükümetin gerekli hassasiyeti göstererek hızlı bir çalışma gerçekleştirmesi elzemdir... Bu konuda ağır davranılması halinde bir çok belediye temel hizmetleri de topluma sunamayacak duruma gelecektir...

Yerel yönetimler reformu çerçevesinde ekonomik verimliliği öngörerek belediyelerin birleştirilmesi doğru bir yaklaşım olmakla birlikte bunun 6 ilçe belediyesi düzeyinde olmasını düşünmek büyük bir hata olur... Böylesi bir hataya düşülmesi durumunda özellikle kırsal kesimde yaşayan kasaba ve köy sakinlerine yönelik hizmet kalitesinin düşeceğini söyleyebiliriz... (Merkeze odaklanan belediye başkanı ve meclisi diğer yerleşim birimlerine gerekli hizmeti sunamayacaktır...)

Belediyelerin birleştirilmesi ve sayılarının azaltılması belli bir mali tasarruf sağlasa da tek başına ekonomik verimliliği artıracak bir unsur olamaz. Buna ek olarak 51/1995 sayılı Belediyeler Yasasında değişikliklerin yapılmasıyla belediyeler mali bir rahatlığa kavuşabilir... Burada da temel alınması gereken Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı'dır. İlgili şart temel alındığında belediyelerin mali anlamda gelirlerinin artması söz konusu olmakla birlikte kent-kasaba sakinlerinin doğrudan yönetim süreçlerinde söz sahibi olmaları da sağlanacaktır...

Belediyelerin şeffaf ve hesap verebilirlik bağlamında çalışmalarını yürütmesi ve istihdam politikalarının denetlenmesi bağımsız ve siyasi olmayan bir kurum tarafından yapılması gerektiğinin de altını çizelim...

Merkezi yönetimin bir an önce belediyelerle ilgili reformu yapması gerekmektedir... Aksi halde yeni bir kriz bizi bekliyor...

Unutmayalım ki günlük yaşamımızı en çok etkileyen yönetim birimleri belediyelerdir...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.