Türkiye ve diğerlerine dair algı
Alexander Wendt kimliğin uluslararası ilişkiler disiplinindeki rolüne ilişkin çalışmalarıyla bilinir. Wendt devletlerin inşa edilen kimlik çerçevesinde "diğer devletlere ve yaşanan olaylara" karşı farklı tepkiler gösterebileceklerini vurgular
Bu yüzden de Wendt uluslararası ilişkiler disiplininde İnşacılık (Constructivism) akımının kurucusu sayılır
Wendt'in bu yaklaşımından bahsetmemin nedeni son 7-8 yılda toplumumuzun yaşadığı süreçtir Bu süreçte devlet merkezli algı olmaması bakımından Wendt'in neo-realist olarak anlamlandırılabilecek yaklaşımından bir farklılaşmanın olduğunu söylemek mümkündür Bunun yerine belli başlı siyasal örgütlenmeler veya sosyal medya kahramanları tarafından inşa edilen ve güçlendirilmeye çalışılan bir kimlik ve kimlik algısı söz konusu
Son dönemde bu kimlik inşası ve kimlik algılama (algılatma) sürecinde devletin başı ve yakın çevresi de rol almaya başladı dersek yanlış olmayacaktır
Peki, bu süreç nedir? Bu süreçte Türkiye Devleti merkeze konularak politikaları ve hükümeti sürekli eleştiriliyor, kimi zaman ise hakaret ediliyor! Ancak Türkiye'ye yapılan benzeri eleştirilerin diğer küresel ve bölgesel aktörlere yapılmadığı da gözden kaçmıyor
Bunun temel nedeni de inşa edilen dış politika kimliği ve kimlik algılaması Diğer bir deyişle aktörlere göre algı ve tepki belirleme hali
Bu bahse konu olan teoriyi yakın tarihimizdeki olgulara yönelerek ve örneklendirerek anlatmakta yarar vardır diye düşünüyorum
Hemen yanı başımızdaki Mısır'ın El Debaa bölgesine Rusya tarafından nükleer santral inşa ediliyor, KKTC'de hızlı köşe yazarlarından ve çevre dostlarından tepki yok, ancak Akkuyu hemen gündeme getiriliyor Hem de şoven "yeşiller partisinin" katılımıyla eylemler yapılarak (Bu arada hemen belirteyim, Kanal Sim'de 9 yıl önce TV programı yaparken, bir programımı tamamen nükleer santral ve Akkuyu'ya ayırmıştım, Rusya'dan uzmanlar programa telefonla katılmışlardı Ön yargılardan arınmış şekilde konu tartışılmıştı).
Öte yandan, Mısır'ın darbeyle başa gelen lideri Sisi'ye neredeyse övgü sunulacak hale geldik!
Fransa terörle mücadele adına eski sömürgesi Mali'ye askeri müdahalede bulunuyor Ses yok
Hadi Mali bize biraz uzak diyelim Sözde Arap baharı döneminde Libya'da Kaddafi Fransa ve ABD öncülüğünde devriliyor Ülkemizde sadece birkaç akademisyen ve aydın endişelerini dile getiriyor Müzmin Türkiye karşıtı köşe yazarlarından ve sosyal medya kahramanlarından ses yok
Fransa Cibuti'den, Fildişi'ne ve Birleşik Arap Emirliklerine kadar uzanan birçok ülkede askeri güç ve üs bulunduruyor Mali'den tedarik edilen uranyum nükleer santraller aracılığıyla Paris'i ışıl yapıyor Demokrasi havarisi ve silahsızlanma yanlısı arkadaşlardan ses yok
ABD'nin Afganistan, Irak ve Suriye'de aldığı rol malum, mütemadiyen askeri operasyon yapıyor ABD Atlantik yakasından yaşadığımız bölgeye yani Akdeniz ve Ortadoğu'ya uzanıyor Demokrasi ve barış diye slogan atanlardan ses yok
Mevzu Türkiye olunca bir bakıyoruz ki aniden etraf hareketleniyor Birileri düğmeye basıyor
Yanlış anlaşılmasın, Türkiye'nin dış politikası hiç eleştirilmesin demiyorum Bilakis Suriye İç Savaşının arifesinde Türkiye'nin dış politika yönelimindeki hataları ve yanlışları en başta yapıcı bir şekilde köşemde ben irdelemiştim Ancak bunu bir önyargıya ve gerilim politikasına dayandırmamak gerek
Tüm dünya genelinde ve bölgesel anlamda jeopolitiği iyi okumak gerekiyor Bununla birlikte günümüz uluslararası ilişkiler sisteminde trans-nasyonal veya ulusal anlamda örgütlü silahlı terör örgütlerine karşı devletlerin silah kullanması da kaçınılmaz oluyor. Türkiye Devleti de şu anda bunu yapıyor
Umarım ilgili çatışma bölgelerinde barış ve huzur kısa bir zaman içerisinde sağlanır
Bu süreç içerisinde Kıbrıs Türk siyasetinin de akil bir siyasete ihtiyacı vardır. Gerilim üzerinden puan toplamaya çalışanların, kendi stratejileriyle siyaseten yenilgiye uğrayacağı bir döneme giriyoruz
Kimlik ve algı konusuna daha fazla kafa yormalıyız, rasyonel bir yaklaşımla ve soğukkanlı bir şekilde konuları tartışmalıyız
Refleksleri bir tarafa bırakarak, küresel jeopolitik ve olgular düzeyinde konuları değerlendirmeliyiz Tüm bunları yaparken ülkemizin siyasi sorunlarından da uzaklaşmamalıyız Unutmayalım ki, ülkemizdeki çözüm ve barış mücadelesi devam ediyor
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.