Bisiklet fantezim ve belediyecilik

Yayın Tarihi: 07/04/14 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Belediyelerle ilgili bir yazı yazmayı tasarlıyordum epeydir.


Seçimler yaklaşıyor ya, dönemin anlam ve önemine uygun bir yazı gider bugünlerde diye düşünüyorum.

Ne var ki bizde belediyecilik almış başını gidiyor. Şu belediye bu belediye değil, tüm belediyelerden bahsediyorum. Her şey yolunda, süper.


Seçim kampanyalarının ana temalarını da bu müthiş başarılar üzerine bina edeceklerdir siyasi partiler ve belediye başkan adayları.


Ama gazeteciyiz eleştirmemiz lazım o yüzden artık fantezi yapıp neden belediyelerimiz bisiklet yolları yapmıyor diye bir eleştiri getireyim.


Fantezi bu ya; yollar tamam, alt yapı mükemmel, sağlık denetimleri süper, temizlik aydınlatma olağanüstü, mali yapı çakı gibi, belediye personeli rüya kadar güzel bir ortamda çalışıyor. Her şey bir tamam sadece eksiklik bisiklet yolu.


Bu fantezi Rasıh Reşat'ın aklına nereden geldi? diye soracak olanlara hemen izah edeyim, "fanteziler fantezilerden doğar" Biz de dün sabah bir fanteziyi hayata geçirdik ki sormayım. Anestezi almadan hemoroit ameliyatı olmuş gibi oldum.


Aslında fantezi kayın biraderin. Tutturdu, "Enişte ikimizde çok kilo aldık. Birer bisiklet alıp bisiklet sürelim. Hem spor yaparız hem de kilo veririz"


Evet vücut kültesi hatırı sayılır boyutlar gelmiş ama... Bisiklet? He hu, demeye kalmadan iki tane dört başı mamur dağ bisikleti evin kapısında belirdi. Kask geldi, gözlük geldi bir de siyah tayt geldi.


Bu yaştan sonra siyah tayt giyip sokaklarda bisiklet sürmek konusuna biraz dirensem de, bisiklet konusunda, tecrübeli bir ağabeyimiz, "sakın ha bu taytlar özeldir, eğer giymezsen, bisikletin selesi çok canını yakar" deyince, bir de yeni bisikletin son derece tehditkar duran selesini görünce, popo korkusuyla taytı giyip daha evden çıkmadan ev ahalisine maskara olduk.


Bisiklet konusunda tecrübeli ağabeyimiz, Pazar sabahı erken bizi aldı ve bisikletlerle Metehan sınır kapısı üzerinde güney Kıbrıs'a geçirdi. Kıçta tayt, kafada kask, altta viteslerini çizemediğim bir dağ bisikleti ile


Güney Lefkoşa'ya geçtik.


Yaklaşık bir kilometre sonra bisiklet yolları ayrı, yürüme yolları ayrı bir parka girdik. Arabayla ezilme tehlikesi olmadan, birbirilerine bağlantı parklardan 10 kilometrelik parkuru tamamladık. !0 kilometre de dönüşü etti mi 20, Parka gidiş geliş ve Metehan Günyeli arası da katıldığı zaman toplamda 35 kilometre pedal çevirmişim Pazar günü.


Bu arada ilk kez bisikletle bu kadar yol yapacak olanlar için belirteyim, o özel tayt pek bir işe yaramıyor. Popo kullanılmaz halde.


O parkta bin bir milletten insanlar bisikletlerinin üzerinde pazar sabah sporlarını yapıyorlardı ama dikkatimi çeken Kıbrıslı Türk bisikletçilerin fazlalığı.


Adamlar haklı, Kuzey'de bisiklet kullanmaya kalksalar ya bir ekmek dağıtımı kamuoyunun altında kalacaklar ya da en hafifinden egzoz zehirlenmesinde yapacakları sporun yararında fazla zararını görecekler.


Bence belediyeler, bisiklet yolları yapmalı. Ya da en azında yapacaklarını vadetmeli. Güney Kıbrıs'taki bisiklet yollarına ihtiyaç kalmaz, bisikletin selesiyle popom yeniden barışırsa şayet, Lefkoşa'nın Kuzeyinde bisiklet kullanmak isterim..

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları