Desteklemiyorum ama kazanacak gibi duruyor…

Yayın Tarihi: 12/01/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Durum tespiti yapıyoruz ya, hemen "Sen Eroğlu'nu destekliyorsun" damgasını oturtmaya çalışıyorlar.

Yok öyle bir şey. Birini desteklemek gibi bir derdim de yok, niyetim de.

Bir gazetecinin bir siyasetçiyi desteklemesinin, o gazeteciye ağır sonuçlar getirdiğini iyi bilirim.

Dolayısıyla birisini destekleme gibi bir yaklaşımın yok bu seçim ve bundan sonrakilerde de.

Ancak bir gazeteci olarak görevim ve kim ne derse desin yerine getireceğim işim, durum tespiti yapıp en iyi bilgimle tahmin ve yorum yapmak.

Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'na gelince, kendisine bir desteğim yok.

Ağır bedeller ödeyerek, bir gazeteci olarak siyasete bulaşıp, bir adayı ya da partiyi desteklediğim dönemde dahi tercihim hiçbir zaman Eroğlu'ndan yana olmamıştı. Yani eski bir hukukumuz da yok.

Gazeteci olarak 'bir adayı desteklememe prensip kararım' geçerlidir ve seçim süresince bu sütundan yazacaklarım, kamuoyunun durumu ve eğilimi ile ilgili tespitlerim, yorumlarım, hatta kişisel hislerim olacaktır.

Gelelim Eroğlu'nun, kendisini yukarıda belirttiğim nedenlerden dolayı desteklemememe rağmen, kazanacağına olan inancıma.

2010 Cumhurbaşkanlığı seçimlerini birlikte yaşadık ve gördük.

2009 Genel Seçimleri'nden Cumhuriyetçi Türk Partisi'ne tepki oylarını toplayan Derviş Eroğlu liderliğindeki UBP, yüzde 44.04 oyla tek başına iktidara gelmişti. Eroğlu, Başbakan olarak Cumhurbaşkanlığı seçimine katılmış, çok fazla bir icraat yapmadan derhal Cumhurbaşkanlığı seçim sürecine konsantre olmuştu.

Sağ, o zaman ciddi şekilde bölük pörçüktü.

DP'nin sınırlı gücüne, yüzde 7 ile seçimden çıkan ÖRP'nin Talat'ı destekleme kararı almasına ve Tahsin Ertuğruloğlu'nun sağdan aday olup yüzde 5'leri zorlamasına karşın, Eroğlu geçen seçimi yüzde 50'nin azcık üstünde bir oyla birinci turda kazanmıştı.

Bugüne bakalım. Yine başarıları varsa bile bunu halka anlatamayan bir CTP iktidarı. CTP'nin adayı Talat değil. Parti içerisinde bir türlü anlamakta güçlük çektiğim bir Sibel Siber hazımsızlığı hala devam ediyor.

Ve solda 2010'dan farklı olarak oyların daha da bölünmesine neden olacak bir de Mustafa Akıncı var.

Sağda ise herkes Eroğlu etrafına kenetlenmiş gibi. Evet sağda da küskünler mevcut, Sibel Siber'e, Mustafa Akıncı'ya, hatta Kudret Özersay'a oy verecekler var ancak sınırlı sayıda gibi görünüyor.

Kimileri Lefkoşa Türk Belediyesi'ndeki değişimin ve Sevgili Mehmet Harmancı'nın seçim başarısının Cumhurbaşkanlığı seçiminde ölçü olacağını söylüyor. Haklı olduklarını düşünmüyorum. Belediye işi çok başka ve özel bir konuydu, ayrıca Harmancı'nın aldığı oyların bir önceki ara seçimde Kadri Fellahoğlu'nun aldığı oy sayısının altında olduğunu bu noktada hatırlamak lazım gibi geliyor herhangi bir değerlendirme yaparken.

Küskün belediye başkanlarından bahsediliyor. Mehmet Zafer, Halil Orun ya da Adem Ademgil'in Eroğlu'nun aleyhine çalışacakları şeklinde inanışlar var. Gerçeklik payları da yok değil hani. Ancak eğer bu devrik belediye başkanlarının, kitleleri parmak şıklatmasıyla hareket ettirebilecek güçleri olsaydı; neden hala koltuklarında oturmadıklarını sormak lazım diye de düşünüyorum.

Tekrar ediyorum. Kimseyi desteklemiyorum. Destek vermek benim işim değil. Eroğlu'nu da bu cihetle desteklemiyorum ancak gün itibarıyla bütün işaretler de onun kazanacağını gösteriyor. Ben napayım?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları