Ya Cumhurbaşkanlığı ya da hiç

Yayın Tarihi: 09/04/15 07:35
okuma süresi: 3 dak.
A- A A+

Geçtiğimiz Akşam BRT'de sevgili dostlarım Hüseyin Ekmekçi, Cenk Mutluyakalı ve Artun Çağa ile beraber, bizlere sürekli "abi" deyip yaşlılık kompleksine sokan meslektaşımız Damla Soyalp'ın yönetiminde bir programdaydık.

Konuğumuz da Bağımsız ancak TDP ve BKP destekli Cumhurbaşkanı Adayı Mustafa Akıncı idi.

Sorularımızla onu terletmeye çalıştık. Sanırım bir tek Cenk Mutluyakalı'nın sorusu, ya da daha doğrusu Akıncı'yı tarihsel bir gerçekle yüzleştirmesi terletti en çok. Cenk ona UBP-TKP hükümeti döneminde kendisinin Başbakan Yardımcısı olduğu dönemlere geri götürerek, yanında getirdiği o dönemde Türkiye ile imzalanan ekonomik programdan alıntılar okudu ve ta o dönemde Elektrik Kurumu ve Telekomünikasyon Dairesi'nin özelleştirilmesi ile ilgili atılacağı öngörülen adımları ve protokol altındaki Mustafa Akıncı imzasını anımsattı.

Yani ta o zamandan özelleştirme gündemde ve özelleştirme karşıtı olarak bilinen Akıncı da belki de ilk özelleştirme içeren ekonomik protokolün altına imzasının bulunduğunu ortaya çıkardı. Sanırım Mustafa Akıncı, Cenk'in bu sorusunu ya da tespitini pek sevmediği için "bunu başka zamanda tartışırız" ya da "Yok öyle bir şey" gibi kaçışı andıran yanıtlar verip diğer sorulara geçmemizi işaret etti.

Benim aklımda olan bir soru vardı ki Akıncı'nın nasıl aday olmaya karar verdiği serüvenini anlattıkça illaki sormam gerektiğini hissettim.

Akıncı, geçmişte yürüttüğünü defalarca ifade ettiği temiz siyaset nedeni ile toplum tarafından aranan siyasetçi olduğunu söyledi. Toplum tarafından hizmet için arandığını defalarca anlattı.

Ben de ona, madem ki bu kadar arandığını ve toplumun kendisi gibi bir siyasetçiye ihtiyacı olduğunu düşünüyor, Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazanamaması durumunda kendisi bu kadar ısrarla isteyen ve arayan, ihtiyaç duyduğunu belirttiği halkına Cumhurbaşkanlığı'ndan başka siyasi makam veya platformlarda hizmet etmeyi düşünüp düşünmediğini sordum.

Yanıt son derece netti.

Hayır. Ve kesinlikle.

Yani bir başka deyişle, "Ya bu halk beni Cumhurbaşkanı seçer, ya da onlara hizmet etmem" dedi sayın Akıncı.

Neticede bu bir seçim yarışıdır. Kazanırsınız ya da kaybedersiniz. Ancak hizmet aşkıyla olduğunu söylediğiniz ve halkın ihtiyacı olduğu için giriştiğiniz bu yarışı kaybetmeniz halinde başka bir yarışa girmeyeceğinizi, siyasi parti liderliği, ya da milletvekilliği gibi başka ve hatta daha fazla yetkilerle donanmış olduğu için daha fazla hizmet edebileceğiniz makamlarda halkın size olan bu talebini yanıtlamamayı tercih etmemizi yadırgadım. Sadece Cumhurbaşkanlığı'nı, olmaması halinde de yeniden siyasetten çekileceğinizi belirtmeniz olmadı doğrusu.

Hizmet ise amaç, ya Cumhurbaşkanlığı ya da hiç olmamalı bence.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları