Sayaçları sıfırladık, bekliyoruz

Önceki gün yayınladık. Bugün ise Mecliste okundu.

KKTC'nin 25'nci Hükümeti'nin hükümet programı artık halk ile paylaşıldı.

Birkaç gün içerisinde güvenoyu alarak resmileşir ve kurulan hükümet, programı ile ortaya koyduklarının sözünü resmen vermiş olur.

Artık geriye dönüşü yoktur. Dönüş yapmak, caymak artık mümkün değildir.

CTP-UBP hükümeti programda biz halkın onları denetleyebileceği bir de mekanizma kurdu ki, süper bence.

Program içerisinde tam 134 Madde takvime bağlanmış durumdadır.

3 Ay içerisinde şu, 6 ay içerisinde bu, 9 ayda diğeri, 12 ay dolunca bu, 2 yılda da şu diye hükümet kendi kendini bağlamış durumda.

Program dediğin böyle olur.

"Hükümet kendine güveniyor. Yapamayacağını düşünse kendini bu şekilde zamanla bağlamaz ki" diyesi geliyor insanın.

Karşınızdaki iddialı olunca size de güven geliyor.

Bir tezgahtar size bir şey satmaya çalıştığı zaman iddialı olması ve "Ben malıma kefilim. Sıkıntı çıkarsa ben buradayım. Bunca yıllık esnafım, hiç şikayet almadım şimdiye kadar" diye tüksek sesle size konuşunca, ona güven duyarsınız ve paranızı teslim edip sattığını alırsınız. Yani inanırsınız.

İhtimal 1. Satın aldığınız mal gerçekten sağlam çıkar, satıcı doğru söylemiştir. Sıkıntı yoktur.

İhtimal 2 satın aldığınız her neyse, sorun çıkarmış ve satıcı sizi kandırmıştır. Burada da iki ihtimal var satıcıyı gider bulursunuz, size bin bir bahane sıralayarak neden sorun çıktığını anlatmaya çalışır. Diğer ihtimal ise satıcının yerinde yeller esiyor, dükkanın önünde ona diş bileten bir sürü mağdur vardır.

Hükümet ile ilgili buna benzer ihtimaller geçerlidir tabi. Hükümet burada yüksek sesle okuyup, içine kendine güven tesis edebilecek unsurlar koyduğu programı tamı tamına, takvime bağlı kalarak uygulayabilir, herkes de bundan memnun olur. Sıkıntı çıkmaz.

Diğer ihtimal ise programın aksaması, ya da vadedilenlerin yerine ya zamanında ya da hiç gelmemesi. Bunu sorduğumuzda ise bu hükümet bize binbir dereden su getirip bahanelerini sıralayabilir. Alışık olduğumuz tarz da budur zaten. Hükümet programlarının şimdiye kadar üzerlerine basıldıkları kağıt kadar değerinin olmadığı bir ülkede yaşadık şimdiye kadar.

O yüzdendir ki bu hükümet programını önemsiyorum.

Çünkü ilk önce hükümet programı belirlendi sonra ortak seçildi.

Çünkü zamana bağlanmış, takvimlendirilmiş sözler var.

Aynı şekilde takibi kolay, hesap sorulabilirliği çok olan bir sözler silsilesi var.

Çok rahat "Hani da bu iş bugün olacaktı?" diye sorabileceğimiz bir yapı var.

Hükümet için çok riskli ancak vatandaş ve muhalefet için bulunmaz nimet.

Hele biz gazeteciler için tam cennet.

Biz Kıbrıs Postası olarak her bir yasa ve icraat için hükümet güvenoyu gün sayaçlarımızı sıfırlayıp, "başla" düğmesine basıp bekleyeceğiz.

Günü gelip de olmayan icraatlar için en sertinde hesap soracağız.

Günü geldiğinde gerçekleşen için bravo diyeceğiz.

Daha erken gerçek olanlar için ise ayağa kalkıp alkışlayacağız.

Program buna müsait çünkü.