Özsağlam, Nami ve Merit Yemeği'nin diğer yüzü

Muhittin Özsağlam'ın ara bölgedeki toplantıyı hışımla terk etmesinin ardındaki meselenin ne olduğunu güç bela öğrendik. Malum Chatham House kuralları bazı bilgileri edinmemizi engellese de, bilgi alınabilecek yerleri bilince oluyor işte.

Öğrendiğimiz kadarıyla Özsağlam Rum EDEK ve Yeşiller Partisi ile tartışmış. Tartışmanın konusu ise "İki Bölgelilik ve İki Toplumluluk" Son toplantıda bu konu görüşülürken, toplantı sona ermiş, Özsağlam ise kalındığı yerden devam edilmesi gerektiğini ifade edince, söz konusu partiler bu konunu konuşulmaması gerektiğini belirtmişler. Bundan sonraki ağız dalaşı sonrasında ise CTP Dış İlişkiler Sekreteri toplantıyı terk etmiş. Ayrıntıları manşet haberimizde okumuş ya da okuyacaksınız.

Politis Gazetesi'nde Yorgos Kakuris imzalı makalede Cumhurbaşkanı Akıncı ile müzakerecisi Özdil Nami arasında görüş ayrılığı olduğu ifade edilirken, sürtüşmenin nedeninin de yine bu iki bölgelilik konusu olduğunun ifade belirtilmesi ilginç bir tesadüf herhalde. Ya da değil.

Makaleden Nami'nin Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı gibi bu konuda ısrarcı olmadığı anlıyorsunuz. Hatta Nami'nin AB'li müktesebat tutkunu Nüffel ile aynı fikirde olduğu ve Akıncı'nın görüşlerinin Kıbrıs Türk halkının görüşlerini yansıtmadığını söylediğini yazan Kakuris'in görüşme tutanaklarını hemen her Rum gazeteci gibi gördüğünü de hesaba katarsak, bunun üzerinde durulması gereken bir konu olduğu açık.

Bugün bu konu üzerinde yeteri kadar duramıyoruz çünkü Cumhurbaşkanlığı dünkü yazıma açıklık getirecek bir açıklama gönderdi. Onu yayınlamak durumunda olduğumuz için yerimiz sınırlı ancak yarın Nami konusunu biraz derinlemesine işleyeceğiz gibi görünüyor.

İşte Cumhurbaşkanlığımızın dünkü yazımızla ilgili açıklaması:

Sayın Rasıh Reşat,

Kuzey Kıbrıs Postası Genel Yayın Yönetmeni

21 Ekim 2015 Çarşamba günü yayınlanan "Merit yemeğinin perde gerisi" başlıklı köşe yazınızda, geçtiğimiz Cumartesi günü Girne'de Cumhurbaşkanımız Sayın Mustafa Akıncı'nın davetiyle gerçekleşen ve Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'la iki ülke yetkililerinin katıldığı çalışma yemeğinde konuşulan konulara ilişkin bazı iddialar dile getirdiniz.

Üzülerek belirtmek isterim ki "güvenilir kaynaklara" dayandırdığınız iddialar tamamen gerçek dışıdır.

Yazınızın bir yerinde "Yemekte bizimkilere Türkiye'nin dış politikası uzun uzun anlatılmış ve Kıbrıs'ta çözüm konusunda Türkiye'nin nerede durduğu izah edilmiş" dedikten sonra "Türkiye'nin yalnızca ayakları yere basan bir çözüme evet diyeceğinin usul halle anlatıldığını" ifade ettiniz. Oysa yemekte Kıbrıs konusu neredeyse hiç gündeme gelmemiştir.

Yazınızda dile getirdiğiniz bir başka iddia, Sayın Cumhurbaşkanımızın Davos Ekonomik Forumu'na davet aldığı ve Sayın Erdoğan'a "Davos'a gitmemin sizin için bir sakıncası var mı?" anlamına gelen bir soru yönelttiği yönündedir. Sayın Cumhurbaşkanımızın Davos Ekonomik Forumu'na davet edildiği doğrudur. Fakat katılıp katılmama konusunda Sayın Erdoğan'dan onay istediği iddiası bütünüyle uydurmadır.

Sayın Cumhurbaşkanımız kendisinin Davos'a gideceğini belirterek, Sayın Erdoğan'ın katılıp katılmayacağını sormakla yetinmiştir. Sayın Erdoğan, Davos'a kendisinin gideceğini sanmadığını ifade etmiş ve bunun gerekçelerini anlatmıştır.

Yazınızda "gitmesen daha iyi yanıtını alan Akıncı'nın bu konudaki kararını hep birlikte göreceğiz" ifadesini kullandınız. Sayın Cumhurbaşkanımız Ocak ayında Davos'ta yapılacak Foruma katılacaktır. Nitekim bunu yazınızda sözü edilen çalışma yemeğinden yaklaşık 1,5 ay önce, 9 Eylül 2015 günü Forum yetkililerine yazılı olarak bildirmiştir.

"Güvenilir" olarak nitelediğiniz kaynaklarınızın Girne'deki çalışma yemeğinin perde gerisine ilişkin olarak hem sizi hem de okuyucularınızı açık biçimde yanılttığı ortadadır.

Çalışmalarınızda kolaylıklar diler, saygılar sunarım.

Barış Burcu

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü