Kakuris'in yazdıkları doğru ise...

Yayın Tarihi: 23/10/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Özdil Nami, Mehmet Ali Talat Cumhurbaşkanı olduğu dönemde Müzakerecilik görevini yürütmüş, daha sonra Eroğlu'nun Cumhurbaşkanı olduğu dönemde de, Müzakerecilik müessesesine karşı olduğunu ifade etmişti.

Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanı seçilince, Türkiye'nin telkinleri ile Dışişleri Bakanlığı görevini bırakıp, Akıncı'nın müzakerecisi olmuştu.

Yorgos Kakuris'in geçtiğimiz günlerde Politis Gazetesi'nde yazdığı makale ile ortaya attığı, Akıncı ile Nami arasındaki sürtüşme olduğu iddiası henüz yalanlanmazken, diğer parçalar bir araya geldiğinde orada bir kriz olduğunu yavaş yavaş göremeye başlıyoruz.

Kurucu devletlerde Mülkiyet ve nüfus çoğunluğunun kurucu devletin yurttaşlarında kalması konusu anlaşılan bizim müzakere heyetini germiş durumda.

Bilindiği üzere bu sarih çoğunluk meselesi Avrupa birliği Müktesebatı ile taban tabana zıt bir şey. AB müktesebatı serbest dolaşım, yerleşim gibi unsurlar içeriyor. Kıbrıs'ta Avrupa Birliği bu prensiplerinden neden ödün versin ki?

Diyelim ki derogasyon denilen ayrıcalıklarla verdi. Bunlar da kabul edildi. Varılacak çözümün Birincil hukuk olmaması durumunda yarın Kıbrıs Türk Kurucu devletinde yerleşmek isteyen bir Rum vatandaşın, Avrupa Birliği Adalet Divanı'na ya da farklı AB müktesebatı koruyucusu kurumlar nezdinde hakkını arayabileceği ve çözüm metninde yazılanlar yasal olarak ortadan kaldırılması söz konusu olabilir.

Gelelim dün söz verdiğimiz gibi Nami – Akıncı meselesine.

Kakuris'in yazdıklarına göre, Nami, Akıncı kadar bu konuda katı olmadığını ve sarih çoğunluk ısrarının Kıbrıs Türk halkının değil, Mustafa Akıncı'nın olduğunu ifade etmiş.

Bu ban çok da garip gelmedi doğrusu.

Biraz komplo teorisi gibi olacak ancak Nami'nin Akıncı ile aynı frekansta olması zaten beklenmemeliydi. Akıncı'nın Nami'yi görüşmeci yapması sonrasında "Nami'yi isteseydik, Sibel Siber'i seçerdik" tepkileri daha dün gibi kulağımda.

Nami'nin ayrıca Sibel Siber Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin Cumhurbaşkanı Adayları kabulü gününde Sibel Siber ile birlikte aday olmak üzere dilekçesini hazırladığı ancak dönemin CTP Genel Başkanı Özkan Yorgancıoğlu'nun ikna etmesi zerine başvurusunu yapmadığını da biliyoruz.

Cumhurbaşkanı olmak konusunda bu kadar istekli ve 2020'de aday olmasına kesin gözüyle bakılan Özdil Nami'nin, Akıncı'nın başarılı olmasını ne kadar istediği de bir soru işareti olarak karşımızda duruyor.

Şimdi Nami'nin Akıncı ile aynı fikirde olmasını bekleyemeyiz. Ama Nami'nin patronu konumundaki Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile ters düşmesi ve Akıncı'nın talimatları, çizdiği çerçevede ve halka söylediklerini haricinde müzakere yapmasını da kabul edemeyiz. Tabi Kakuris'in yazdıkları doğru ise.

Peki Kakuris'in Türk basınına da yansıyan ve birkaç gündür tartışılan makalesinde yazdıkları doğru değil de; Nami, özellikle İki Bölgelilik prensibinin temelini oluşturan Sarih Çoğunluk meselesinde, Mavroyannis ile Nuffel gibi değil de Akıncı gibi düşünüp masada öyle hareket ediyorsa, Kakuris'i yalanlasın, biz de bilelim.

Ha durum gerçekten Kakuris'in yazdığı gibi ise.

Bir zahmet Nami istifa etsin, ya da bir zahmet birisi onu görevden alsın.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları