Leyla Zana ve 57 Numaralı tren biletim

Yayın Tarihi: 18/11/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Yaklaşık 25 yıl önceydi.

İstanbul'dan Ankara'ya gidecektim.

O zamanlar bunu gerçekleştirmek için en hesaplı yöntem, Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları'nın efsane tren seferi Mavi Tren'e bilet almaktan geçerdi.

Gece 23.00'te tren ağır ağır Haydarpaşa Garı'ndan kalkar, saat 04.00 sularında Eskişehir'de durur. Sonra da Ankara'ya devam eder. Saat 07.00 civarında da Başkent'e ulaşırdı.

Öyle yaptım. Kadıköy'de Rıhtım Caddesi'nde kötü bir sokakta ucuz bir apartman dairesinde yaşıyordum bir grup Kıbrıslı öğrenci ile. Haydarpaşa Garı'na kadar yürüyüp gündüzden bilet almak yerine, o zamanlar tren biletleri PTT şubelerinde de satıldığı için, Kadıköy PTT'sine gittim ve bir bilet aldım.

Hiç unutmam Pulman 2 Koltuk 57.

Akşam vakti geldi, sırt çantamı sırtladım ve Haydarpaşa Garı'na doğru yürüdüm.

Peronu, sonra treni, sonra vagonu, sonra da koltuğumu bulup yerleştim. Daha trenin kalkmasına 15-20 dakika vardı.

Yanım boştu, öyle kalması için dua ediyordum. Koridorun diğer yanında bir öğrenci daha oturuyordu. Onun da yanı boştu. Karşılıklı espri yaptık, "birileri gelmese de bütün yol rahat rahat uyusak" diye.

Artık son dakikalar. Kondüktörler düdükleri çalıyor. Trene son binenler biniyor, Yanımıza birilerinin gelmeyeceği artık kesinleşmek üzereydi. Karşı taraftaki öğrenci ile karşılıklı gülüşüyoruz.

Tren hareket etmeye başladı vagonun kapısında dört kişi belirdi telaşla. Gelip yanımda durdular, ellerinde biletleri.

Kadına ilk başta dikkat etmedim.

Ama elinde 57 numaralı koltuğun biletini tutuyordu. Benimki ile aynı. Koltuğu iki kez satmışlar.

Dikkat edince kadının Leyla Zana olduğunu fark ettim. Yanındakilere bakınca, ekibin, Leyla Zana , Hatip Dicle, Ahmet Türk ve Sırrı Sakık'tan ibaret olduğunu gördüm.

Hepsi milletvekili ve o günlerde de TBMM'deki yemin töreninde Kürtçe yemin etmesi nedeniyle "olay" vekildi.

Hemen kalkıp yerimi verdim. Neticede bir kadın ve de milletvekili idi. Diğer biletlerde yalnız başımıza oturup rahat rahat Ankara'ya gideceğiz hayalleri kurduğun tren arkadaşımın koltukları idi.

O da kalktı.

"Gençleri sizi rahatsız ettik" dedi Leyla Zana kibarca vekil arkadaşları ile üzerinde yayılıp uyumayı hayal ettiğimiz dört koltuğa yerleşirken.

Estağfrullah" dedik kondüktöre biletlerimizi gösterip bize başka yer temin etmesini isterken.

O da "Bunlar milletvekili, ben size yer bulurum" deyip bizi oradan uzaklaştırdı. Neticede, kondüktör de fos çıkınca, Eskişehir'e kadar Aralık soğuğunda ayakta, iki pulman arasında yolculuk yapmak zorunda kaldık.

Eskişehir'de bir salep ve bir sandviç yiyip kendimize gelince Ankara'ya devam ettik.

Dün Leyla Zana yine, ancak bu sefer daha makul bir yemin krizinde başrol olunca bu geldi aklıma paylaşayım istedim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları