Sessizlik siyaseti ve alternatif arayışları

Yayın Tarihi: 10/01/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Hatırlar mısınız Derviş Eroğlu bir seçimde hiçbir şekilde televizyona çıkmadan, hiçbir gazeteye demeç vermeden, hiç bir şey söylemeden eze eze seçim kazanmıştı.

Televizyon stüdyolarında onun için boş bıraktıkları koltuklara turuncu balonlar koydular, program sonunda balonu iğne sokarak patlattılar, ama olmadı. Hiçbir şey Eroğlu'nun o dönemdeki suskunluğunun oy anlamındaki getirisine engel olmadı.

Derviş Eroğlu yeni bir umut muydu? Hayır.

Zaten ülkeyi yıllarca yönetmişti.

Derviş Eroğlu o dönemde yeni bir şey mi söylüyordu?

Dedik ya, hiçbir şey söylememişti. Ve söylememekte de ısrar ediyordu.

Ne oldu.

O dönemki yönetimden bıkan halk, büyük umutlarla iktidara getirdikleri diğer partiyi oradan uzaklaştırmak pahasına, Derviş Eroğlu ve ekibini oraya getirmeyi çare olarak görmüştü.

Yani mevcut hükümetin beceriksizlik ve basiretsizlikleri, seçimlerde hiçbir çaba dahi göstermesine gerek kalmayan veteran siyasetçiyi yeniden ülke iktidarına getirmeye yetmişti.

Hükümetin her hatası, hükümetin yapması gerektiği halde yapmadığı basit işlerin tümü Eroğlu ve ekibinin hanesine olumlu etki yapıyordu.

Eskiden CTP ve UBP kutuplu siyaset, UBP'den bıkan halkın CTP'yi, CTP'den bıkan halkın aynı şekilde UBP'yi iktidara getirme seçeneğini zaman zaman acımasızca bir şekilde kullandığını hep birlikte gözlemledik.

Bugünlerde durum farklı.

CTP'den bıkanların yönelebileceği ana akım partisi UBP, şu anda CTP ile bir koalisyon ortaklığı içerisinde. Yani CTP'nin sorumluluğu eşit ağırlıkla değilse bile önemli ölçüde paylaşmak durumunda. Yani alternatif olma pozisyonunu hükümete ortak girerek yitirmiş durumda.

Ha eğer söz verildiği gibi bir reform hükümeti görmüş olsaydık durum çok farklı olacaktı. Ama olmadı. Önümüze çıkan tablo bir partinin Parti Meclisi'nin hükümet kararını çiğnediği, ülkenin tek donörü olan Türkiye ile başının dertte olduğu ve UBP'nin bununla ilgili herhangi bir hareket yapabilmek ile ilgili elinin kolunun bağlı olduğu görüntüsünü verdiğidir.

TDP bir alternatif olarak ortada duruyordu.

Ancak Mehmet Harmancı'nın Lefkoşa Türk Belediyesi enkazını kaldırmak konusunda sihirli değneğinin bulunmaması ve Akıncı rüzgarının çeşitli nedenlerden dolayı dinmiş olması bu alternatifi gün geçtikçe zayıflatırken, yapılan TDP Kurultay'ında partinin mobil, coşkulu ve organize bir parti görüntüsünden bir tablo ortaya çıkarması, TDP'nin ana akım alternatifler arasına giremeyeceğini gösterdi.

UBP ile CTP'ye kızan halkın olası bir seçimde tepkisi yöneltebileceği bir de Demokrat Parti vardı. Ancak ana muhalefet görevini ilk kez üstlenen bu parti, bu pozisyonu layıkıyla yapamadı. Üstüne üstlük bugünlerde patlak veren, "Serdar Dektaş artık çekilsin tartışmaları ile meşgul olacağından, o da umut verebilecek konumda değil.

Geriye bir Halkın Partisi kalıyor. Onunda henüz hangi mesajlarla kendini ülkenin kurtarıcısı olarak nasıl konumlandıracağını bilmiyoruz.

Yoksa aynen Derviş Eroğlu gibi mevcutların yapacağı hataları ve eksiklerinin onu yavaş yavaş iktidara getirmesini sessizce izleyecek mi?

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları