Lefke'de işler "Slow"

"Lefke 'Yavaş Şehir' olup bayrağı alıp geldi ya aradan nerdeyse 4 ay geçti. Şehir yavaş şehir olmak için hızlanacağına daha da yavaşladı" diyor Lefke'deki dobracı ve sözüne güvendiğim bir abim.

Yeni seçilen Belediye Bakanı'nın iyi niyetinden hiç kimsenin şüphesinin olmadığını anlatan Lefkeliler, Başkan'ın belediyedeki yetkin personel ile küs olması belediyenin iş bilen insan gücünün kızağa çekilmesi ve yerine daha az yeterli personelin etkin konumlarda görev yapmaya çalışmasını beraberinde getirdiğinden yakındılar.

Citta Slow olabilmek için bayrağı kapıp gelmenin yeterli olmayacağını ifade eden Lefke'nin Direk Oteli Kahvehanesi'nde bana kahve ısmarlayan Lefkeli dostlarım, Lefke'nin ilçe olması konusunda ısrarlılar.

Ne yalan söyleyeyim bu talebi ilk duyduğumda, beş ilçeyi mamur ettik de bir altıncısını mı ilçe yapalım?" diye olumlu bakmamıştım bu talebe ama gerekçeleri dinleyince, talep son derece haklı.

Lefke yıllardır üvey evlat muamelesini bırakın, adeta sömürülmüş.

Kimler tarafından mı sömürülmüş, ya da bir ülke, bir yerleşim yerini nasıl sömürür sorularını duyar gibi oluyorum.

Su Dairesi, Kaymakamlık üzerinde sömürmüş. Lefke Göleti ülkedeki tek parayla su satan gölet. Lefke'deki üreticiler para karşılığında bu göletten su alıp bahçelerini suluyorlar. Bununla ilgili damlama sulama yatırımlarını da yapmışlar. Toplanan paraların nereye gittiğini soruyorlar haklı olarak. İş Güzelyurt Kaymakamı'nda. Toplanan paralar Lefke için değil, haliyle Güzelyurt Kaymakamı'nın inisiyatifi ile Güzelyurt ilçesindeki başka bölgelerde su tesislerinin tamir ve bakım masrafları için kullanılıyor. "Peki bizden toplanan bu paralar varken, Lefke'de patlayan bir borunun tamiri için para yok bahanesini nasıl duyarız" diyor yine Lefkeliler.

Aynı şekilde Vakıflar tarafından da sömürüldüklerini hissediyorlar.

Lefke'de Vakıflar'a ait birçok bina ve bahçe bulunuyor. Bu bahçelere bakılıyor ve geliri de Vakıflar İdaresi'ne gidiyor. Lefke'den elde edilen gelirin neden vakıflara ait tarihi binaların, turist çekmek maksatlı dahi olsa tamiri bakımı ya da hiç olmazsa yıkılmaktan kurtarılması için kullanılmadığını soruyorlar, bence son derece haklı bir serzenişle.

Bugünlerde atık su altyapısı ile ilgili konuluyoruz ya merkezde.

Kullanma suyundan bahsediyorum tabii ki.

Lefke'ye bugünlerde giderseniz ana giriş yolu kapalı. Çalışma var.

Nedir diye sorduğumda Belediye fosseptik kuyu açıyor.

Bu ya beşincisi, ya da altıncısı son zamanlarda.

Lefke KKTC'nin en eğimli yerleşim yerlerinden birisi. Dolayısıyla bir sefer kurulduktan sonra örneğin; Lefkoşa ya da Gönyeli gibi atık suların bir yerden bir yere pompalanmasına gerek de yok. Yani en azından Lefke Çarşı ve merkeze yakın yerleri kapsayacak bir kanalizasyon sistemi hem maliyeti düşük hem de işletme maliyeti sıfıra yakın olacağı gibi, Belediye'ye de ek bir gelir getirecek bir kalem olacak. Ama yok. Fosseptik kuyuları açmaya devam.

Sanırım eğer bir çözüm olacaksa ve Güzelyurt da toprak ayarlamasına kurban verilecekse, Lefke haliyle Batı bölgesinin en büyük yerleşim yeri olarak ilçeleşmek durumunda kalacak. Onun hazırlığının da şimdiden yapılması gerekiyor.

Bu Citta Slow işine gelince, bayrağı alıp getirenler bu konuda slow davranmaya devam edilirse, ilk kez Citta Slow tarafından bayrağı geri alınan belde olmak hoş olmayacak.

Dünkü yazımda bahsettiğim Lefkoşa'daki ismi tartışılmaya açılan hanla ilgili Tuncer Bağışkan facebook sayfasından bir belge paylaşmış. Bağışkan'ın paylaştığı, 24 numaralı Kıbrıs Şer'iyye Sicili'nde sayfa 54'te 2. sırada kayıtlı ve Milâdî 22 Mayıs 1804 tarihli evrakta han "KUMARCI HANI" olarak geçiyor. Mete Hatay'ın da aynı paylaşım altına yaptığı yorumdaki, "Neyse bu tartışma vesile oldu ve hanın en az 212 yıldır Kumarcı Hanı olarak tanındığı ortaya çıktı" sözü aynen Tuncer Bağışkan'ın paylaştığı belge kadar muteberdir.

Tartışma böyle yapılır. Görüş görüşle çarpışır, belgeler konuşur görüşler susar.