Basında Güven(li) ve Saldırı'yı "girişime" çevirmek

Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar'a karşı gerçekleştirilen "saldırıyı" birçok medya organı "saldırı girişimi" olarak niteledi ve yazdı.

Kimseye gazetecilik dersi vermek gibi bir niyetim yok ama doğruya doğru eğriye eğri demek gibi pis bir tabiatım vardır.

Can Dündar'a yapılan bir "saldırı girişimi" değil düpedüz "saldırı"dır.

Silah Dündar'a doğrultulmuş. Silah ateşlenmiş. Merminin Dündar'a isabet etmemiş olması saldırı fiilinin gerçekleşmemiş olması anlamına gelmiyor.

Saldırı yaşanmış ve silahı ateşleyen kişi de "saldırgan" sıfatı almıştır.

Bakıyorum da NTV'sinden CNN'ine kadar herkes 'Saldırı Girişimi'nde ısrarlı. Bir tek Twitter üzerinde gazeteci Ruşen Çakır, "Can Dündar'a saldırı girişimi ne demek? Bayağı ateş etmiş" diyerek tepki göstermiş…

Ama Türkiye medyası ve bizimkilerden bazıları, girişim konusunda ısrarlarını devam ettirmişler.

İllaki girişimi kelimesini kullanmak isterse bir gazeteci, pekala "Can Dündar'a suikast girişimi" diyebilirdi. Can Dündar için suikast kelimesi kullanılabilir. Abdi İpekçi'nin öldürülmesi suikast olarak literatürdeki yerini almışken, Dündar'ın kişiliği ve mesleği buna uygun.

Yani Can Dündar'a saldırı girişimi yerine suikast girişimi yazılabilirdi.

Saldırı girişimi ifadesinin kullanılabilmesi için şöyle bir durum gerçekleşmiş olması gerekirdi.

Adam Can Dündar'a yaklaşmaya çalışırken silahını çeker ancak silahını doğrultup ateşlemeye fırsat bulmadan orada bulunana kişi ya da polisler tarafından etkisiz hale getirilmiş olsa o zaman "saldırı girişimi" ifadesi kullanabilirdi.

Ufak bir tarama yaptım. "Saldırı girişimi" değil de saldırı yazan Cumhuriyet Gazetesi ve Yeni Şafak Gazetesi oldu. Diğerleri girişimdeki ısrarlarını sürdürdü. Hem de Ruşen Çakır'ın uyarısına rağmen.

Bir televizyon ben bu yazıyı yazarken, alt yazı olarak "Saldırı girişimi" ifadesini korurken, silahı ateşleyen Murat Şahin'i "saldırgan" olarak nitelemiş.

Böyle saçmalık olmaz kimse kusura bakmasın.

Haberlerde çok sık rastlıyoruz aslında. "İntihar etti" diye başlık atılıyor, sonra haberin devamında, "hastaneye kaldırıldı" ifadesini görüyoruz. Demek ki intihar edememiş, bir girişim olarak kalmış.

Yani bizim "Saldırı girişimi" saçmalığının tersi.

Bizde BRT çuvallayıp "Saldırı girişimi" kervanına katılırken, TAK, güvenli yolu seçerek, "Can Dündar'a Adliye önünde silahla ateş açıldı" dedi. Doğru yapmış.

Can Dündar'a yapılan saldırıyı ne hikmetse Milliyet'in İnternet sitesinde bulamadım. Başyazarı Abdi İpekçi'yi bir suikastte kaybeden bir gazetenin, bir başka gazeteciye yapılan saldırıyı haber bile yapmaması düşündürücü. Ya da yapıp sonra da silmesi daha da düşündürücü. Basında Güven(li) dedikleri bu olsa gerek.