Mevlüt Çavuşoğlu ile 12 dakika 24 saniye

Yayın Tarihi: 24/09/16 09:39
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ile Birleşmiş Milletler Merkezi'nde 12 dakika 24 saniye sohbet ettim.

Diyeceksiniz ki, "saat mi tuttun?" Saat tutmadım ama ses kaydı yaptım ve elimde 12 dakika 24 saniyelik bir ses kaydı var. 12 dakikaya ne mi sığar?

Vallahi ses kaydını dinledikçe, ne kadar çok şeyin sığabileceğini anlıyorum. Özellikle konuşan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Başkanlığı yapmış, sonra Avrupa Birliği Bakanı olmuş, şimdi de Türkiye Cumhuriyeti gibi bir ülkenin Dışişleri Bakanlığı'nı yapan bir adamla oturuyorsanız o 12 dakika 24 saniye yeter de artar bazen.

Sayın Çavuşoğlu ile yaptığımız söyleşide okuyacaksınız ya da okumuşsunuzdur ancak ben satır aralarından neler çıkardığımı anlatayım.

Öncelikle Türkiye ciddi şekilde Kıbrıs meselesinin çözümü konusunda samimi.

Çabası ve Kıbrıs konusundaki olumlu mesajları "dostlar alışverişte görsün" diye değil; gerçekten çözümsüzlüğün kimseye yaramadığını bildiği ve bunun herkes tarafından bilinmesi gerektiğini düşündüğü için olduğuna ikna oldum.

Türkiye'nin Kıbrıs'ta bir çözümün büyük fırsatlar doğuracağına inancına tanık oldum dün. Türkiye'nin çözümün finansmanını tek başına üstlenmesinin mümkün olmadığını söylemesi samimiyet gereğidir ancak bu konuda her konuda olduğu en bonkör ülkelerin başında olacağının sinyalinin aldım Birleşmiş Milletler Binası'nın 15'inci katında.

Türkiye'nin gerek İsrail, gerekse de Rusya ile ilişkilerini istenilen noktaya getirmek için gereğini, büyük ve güçlü bir devlet gibi yapmakta olduğunu, yapılması gerekenlerin de yapılmasını sağladığını ve bu ilişkileri Kıbrıs ile ilgili süreçte iyi dengelemek konusunda planları olduğunu anladım Sayın Çavuşoğlu ile görüşmemde.

Garanti ve güvenlik konusunda Türkiye'nin esnek ve hassas olduğunu ancak Kıbrıslı Türklerin endişelerinin giderilmesi konusunda aynen Akıncı'nın ifade ettiği gibi Rum halkının hassasiyetlerinin de gözetileceği bir formül üzerinde çalıştığını hissettim.

Türkiye'nin, Kıbrıs'taki iki halkın iradesine son derece saygılı olduğunu ve süreçte de olacağını net bir şekilde anladım ve Türkiye Cumhuriyeti devletinin, kendisi dahil hiçbir başka devletin zorlamasıyla olabilecek bir çözümün yaşamayacağının bilincinde olduğunu gördüm.

Ayrıca satır arasında Türkiye'nin 3'lüden 5'liye geçiş konusunda son derece samimi olduğunu, hatta New York'ta iken bu iki zirvenin birkaç gün arayla hemen yapılması konusunda perde gerisinde girişimleri olduğunu da hissettim.

Ama en önemlisi. Çavuşoğlu'nun Kıbrıs sorununa federal çözüm bulunması konusunda bunun son şans olduğunu ve bu sefer de çözülmezse artık farklı senaryolar üzerinde, federal çözüm fikrine bir daha geri dönmemek üzere çalışılması gerektiğini düşündüğünü gördüm.

Sayın Çavuşoğlu ile inanılmaz bir yoğunluk içerisinde devam eden Birleşmiş Milletler Genel Kurulu çalışmaları sırasında görüşmemi sağlayan başta Sayın Tanju Bilgiç, görüşmenin altyapısında yardımcı olan ve hiçbir aksamaya mahal vermeyen Melis Hanım ve fotoğrafları çekip hemen ulaştıran Fatih Beye teşekkür ederken, iki ''ikili uluslar arası'' görüşme arasına bizi sıkıştıran Bakan'ı bir kez daha teşekkürle selamlıyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları