İki yalnız adam

Yayın Tarihi: 29/09/16 07:50
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Okyanus üzerinde bir yer – Siz bu yazıyı okurken ben herhalde ya okyanus üzerinde bilmem kaç bin feet uçuyor ya da uzun bir uçuştan sonra İstanbul'a varmış, adaya dönüşü bekliyorum.

8 günlük New York seyahatinin içine sığdığı birçok gelişme oldu ama en önemlisi kuşkusuz üçlü zirve idi.

"Bir şey olmayacak" denen ve adanın her iki tarafında önemsizleştirilmek istenen bu zirvede önemli şeyler oldu. Bir başka ifadeyle bu geçtiğimiz hafta Kıbrıs sorunu ve onun çözüm için yürütülen müzakerelerde çok önemli gelişmeler oldu.

Bu hafta, Kıbrıs meselesinin başka bir platforma geçtiği ve bundan sonraki sürecin bu platformda devam edeceğini gösterdi.

Anastasiadis'in Kıbrıs'ta başka, BM Genel Sekreteri'nin huzurunda başka söylediği ve süreci tıkamasa da son düzlüğe girerken hızını kestiği için bundan böyle Akıncı ile Anasitasiadis artık başka bir seviyede konuları ele alacak.

Akıncı ile Anastasiadis arasında, zivaniya, tiyatro, ortak yeni videosu benzeri etkinliklerle tesis edilen güven sarsılmış durumda.

Aynı çerçevede sürece zarar vermemek için karşı tarafın sürece zarar veren tavır ve tutumlarını açık etmeme dönemi de kapandı bu geçtiğimiz bir hafta içinde.

Artık Cumhurbaşkanı'nın, "Blame Game'den kaçınalım" diye diye kendisini hem medya ile hem de kamuoyu ile arasına mesafe koymak konusunda zorunlu bırakan prensibi de esnetmesi gerektiğini gördüğü ve bundan böyle öyle davranacağının işaretlerini verdiği bir zirve oldu bu.

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ndeki "statükocu" diye nitelendirilip, masadan uzak tutulması öncelikli kesimler, gerçekten süreçten bilgilendirmek haricinde uzak tutulurken; geçtiğimiz hafta bize masada Rumlar adına Anastasiadis'in heyetinde yer alanlar, Rum statükosunun kurucularının ve sürmesi konusunda direnenlerin en tepesindeki isimler. Anastasiadis 'in iyi niyeti ile ilgili şüpheler olmasına karşın, Annan Planı'na evet demiş olması hala yanımızdaki kredisini korumasına neden oluyor. Ancak yanında oturanlar, biraz da onu yalnız bırakacak şekilde, Rum derin devletini masada temsil ediyor ve Ulusal Konsey kılıcı ile Anastasiadis'in hareketlerini kısıtlıyorlar.

Bu New York zirvesi bize başka neler gösterdi?

Cumhurbaşkanı'nın, Türkiye'nin Kıbrıs Türk halkı için ne kadar önemli olduğunu ifade etmek için kullandığı bir takım cümleler sonrası, kendilerini çözümcü diye nitelendiren kesimin sözüm ona önde gelenleri bir linç kampanyası başlattı.

Oyunu geri isteyen mi istersin, onun "zaten böyle" olduğunu söyleyen ya da "Denktaş'ın işaret ettiği adamdan ne hayır gelir?" gibi laflar edenler olduğunu da gördük. Yani "Anastasiadis yalnız" dedik ya, aslında bana göre, bir başka perspektiften Akıncı da yalnız.

Şimdi iki liderin yalnızlığının fırsata dönüşmesi zamanı olabilir.

BM Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un Kıbrıs Özel Danışmanı Espen Berth Eide'nin "Bundan sonraki süreç, liderler süreci olacak. Liderlerin, liderlik etmeleri gerekecek" şeklindeki ifadeleri, yalnız iki adamın bu süreci götürebilecekleri yere kadar götürmesi, sonra da halklarına dönüp bunu anlatmaları safhasını getirmesi lazım.

Anastasiadis, masada kendini zorlayan Rum derin devletinin unsurlarından uzak durarak; Akıncı da her fırsatta kendisini medya ve sosyal medya üzerinden dövmeye çalışan sözde çözümcülere kulaklarını tıkayarak, Türkiye ile istişare halinde nihai metne bizi ulaştırmalı.

Az önce ifade ettiğim liderler dışındaki kesimler, metin ortaya çıkınca meydanlarda konuşsunlar. Demokrasi dediğimiz işte böylesine güzel bir şeydir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları