Erdoğan gidecek ve halledecek

Yayın Tarihi: 16/12/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
İbrahim Kalın'ın hiçbir gazeteci sormadan Erdoğan'ın Cenevre'ye gideceğini açıklamasının önemli olduğunu söyledim birkaç yerde ancak burada yazmadığımı fark ettim.

"Söz uçar yazı kalır" ya da "Alem unutur kalem unutmaz" hesabı, bu konuda birkaç söz karalayayım dedim.

Erdoğan'ın Cenevre'ye gidip, Davos'taki "One Minute" hadisesi gibi bir şamata yapacağını söyleyenler ve Türkiye Cumhurbaşkanı'nın gidip Cenevre'de masayı devireceğini düşünenler çok.

Asla katılmıyorum. Erdoğan'ın eğer Cenevre'de Türkiye'yi temsil etmek gibi bir niyeti oluşmuşsa boşuna değil ve illaki bir sonuç alacak.

Masayı berhava edeceğini söyleyenler, 2002'den beridir Erdoğan ve başında bulunduğu yönetimlerinin Kıbrıs politikasını ya hiç anlamamışlar ya da Erdoğan'ın son günlerdeki AB çıkışlarına bakarak, hesapsız kanaat yürütüyorlar.

Evet, Türkiye'de iktidarı elinde bulundurmak isteyen, Orta Anadolu'daki milliyetçi/muhafazakar oy blokunu elinde bulundurmak durumunda. Evet, önümüzdeki anayasa değişikliği referandumunda bu oya ihtiyaç olacak. Evet, bu milliyetçi/muhafazakar oy bloku unsurlarının çoğunluğu, haritada yerini gösteremeseler de Kıbrıs konusunda hassas. Bütün bu argümanları kabul ediyorum.

Ancak tarihi de unutmuyorum.

2004'te Annan Planı referandumuna "evet" denmesi telkinini yapan kimdi?

2003'te kapıların açılmasını sağlayan kimdi?

Hep bir adım önde olacağını söyleyen ve bunu da başaran kimdi?

Şimdi, durup dururken Erdoğan, 14 yıldır yürüttüğü ve uluslararası camianın çok istemesine rağmen, Türkiye'yi hiçbir şekilde bu süreçte suçlayamadığı bu 14 yıllık Kıbrıs politikasını neden değiştirsin ki?

Bana göre Erdoğan, masaya son derece yaratıcı bir fikirle gelip Güvenlik ve Garantiler konusunda, hem Rumları rahatsız etmeyen hem bizleri güvende hissettiren ve üstüne üstlük kendisini de kendi kamuoyundan gelebilecek eleştirilerden koruyacak bir formülle gelecek.

Evet, özellikle Rumlar, buna şüphe ile bakacak, "Gerçek olamayacak kadar iyi" diyecekler, aynen Mont Pelerin 1'de olduğu gibi hazmetmek için zaman isteyecekler ancak danışabilecekleri herkes de orada olacağından ara falan verilmeyecek.

Yakalanacak momentumla ise Cenevre Konferansı, tüm tarafların katılımı ile bir sonuca ulaşacak.

"Sonuç" diyorum çünkü bu, Birleşik Federal Kıbrıs arayışı serüvenindeki son konferans olacak.

Ucu açık planlanan Cenevre Konferansı'ndan taraflar ne zaman eve döner, şimdilik bilinmiyor ancak Erdoğan, May ve henüz açıklamamış olmasına karşın Mont Pelerin II'de bunun garantisini BM'ye veren Tsipras'ın günlerce, haftalarca oralarda kalmak gibi bir lüksleri yok. O yüzden, öyle çok uzun süreceğini de düşünmüyorum.

Tekrar etmekte fayda var: Anayasa değişikliği konusunda milliyetçi/muhafazakar oyları Kıbrıs konusu ile ürkütmek istemeyen Erdoğan, bu noktada yanına, bu oyları çalma ihtimali olan Devlet Bahçeli'yi aldığı için kendimizi şanslı hissetmeliyiz.

Öyle ya, bu insanların HDP'ye ya da CHP'ye oy verecek halleri yok ya.

Bana göre Erdoğan, Cenevre'ye gidecek ve bu işi de halledecek.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları