Binali Yıldırım adlı mühendis

Yayın Tarihi: 21/07/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Babam da bir mühendisti. Ben de olacaktım ama bu lanet mesleğin büyüsüne kapılınca o konuda aldığım eğitimi yarım bırakıp medya mahallesine doğru seğirtince olmadı.

Ama mühendisleri severim.

Öyle lafazanlıkları yoktur.

En fazla söyleyecekleri şey, "E şimdi n'apıyoruz?" olur ve bir ya da birkaç plan ile karşınıza çıkarlar.

Türkiye Başbakanı Binali Yıldırım'a da özel sempatim, sanırım daha fazla bundandır.

Ulaştırma Bakanı olduğu dönemde de hamasete, süslü laflara pek dalmamış, rakamlarla, "Şunu yaptık. Şu kadar yaptık. Şunu yapacağız ve şu zaman bitecek" diye insanlarının karşısına çıkmıştır.

Yumuşak ve esprili mizacı da buna katılınca Binali Yıldırım'ın bendeki yeri hep ayrı olmuştur.

Başbakan Yıldırım, dün 20 Temmuz törenlerindeki hamaset dolu konuşmalara inat, "Müzakereler sonuç vermedi. Şimdi n'apıyoruz?" sorusunu sordu ve yanıt verdi aslında.

Birçoğunun aksine, "Müzakereler sonuç vermedi. Tüh tüh ne yapalım. Allah Rumları kahretsin" demek yerine, "Müzakereler sonuç vermedi. O nedenle onu geride bırakıp, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin ekonomik kalkınmasına konsantre olalım" dedi. Tam bu ifadelerle değilse de konuşmasında yeni olan ve konuşmanın ön plana çıkan unsuru bana göre bu oldu.

Bunları söylerken, öyle boş sözlerle, laf olsun diye bunu dile getirmediğine inanıyorum.

"Su var, yeni tarım teknolojilerini de getirelim, siz de alın terinizi katın. Size 80 milyonluk Türkiye pazarını açalım, üretin" dedi aslında.

Avrupa'nın bile ağzının suyunun akarak baktığı Türkiye pazarı için üretim yapmak, KKTC'deki üretim faaliyetlerini uçurmaz mı sizce?

CTP Genel Başkanı Tufan Erhürman'ın "üretim" üzerine bina ettiği yeni parti stratejisi ile bire bir örtüşmüyor mu bu söylenenler?

Belli ki Binali Yıldırım'ın kafasında bir şeyler var ya da daha da ileriye gideyim, "Türkiye'nin üretim serası olabilirsiniz" derken, belki de bu konu Ankara'da konuşulmuş, "B planı dedikleri şey, siyasi bir çözüm değil; ekonomik kalkınmaya yönelik bir çözüm modelidir. Kim bilir?

Ama her halükarda, Kıbrıs'ta federal çözüm olsa da olmasa da bu halkın üretmesi, ürettiğini pazarlaması ve dönüp daha fazla üretmesi zaten elzem değil mi?

Şimdi bize düşen, şunun parametresi, bunun çerçevesi demeden, bu toprakları daha verimli kılmak, çözüm ihtiyacının en azından günlük hayat ve ekonomik refah anlamındaki zaruretini azaltmaktır bana göre.

Başbakan Binali Yıldırım, bir mühendistir.

Zaman zaman konuşmalarını yazan danışmanların, konuşma metinlerine eklediği politikacı retoriklerinin ne ağzına ne de repütasyonuna uymasına binlerce kez tanık olmuşuzdur ama teknik, elle tutulur, somut icraatlardan bahsedince gözlerinin içinin parladığını ve ezberinden onlarca rakamı tek tek saydığını biliriz.

Şimdi KKTC makamlarının yapması gereken, bu mühendisin karşısına dikilmek, mühendislerin anladığı lisan olan projelerini önüne sermek ve "Bizi Türkiye için üreten kocaman bir sera haline getirecektiniz. Şimdi n'apıyoruz?" diye sormaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları