Yeteri kadar ağır bir küfür bilmiyorum

Yayın Tarihi: 25/08/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Lefke sevgimi bilmeyen yoktur sanırım.

İstediğim kadar yaratamasam da, bulduğum her fırsatta giderim. Anneciğimin orada olmasının dışında, yeşili, huzuru ve kendine özgü yapısıyla Lefke'yi seviyorum.

Çocuklarım da seviyor. Playstation yok, internet sınırlı, Dereboyu noksan dahi olsa, 'Hadi Lefke'ye' dediğimiz anda, en hızlısından hazırlanıp arabanın içinde bulunuyorlar.

Kısa bir Lefke tatili sonrasında babaannelerinden çocuklarımı almak için Lefke'nin yolunu tuttum dün öğle saatlerinde. Hem öğle yemeğini annemde yiyecek hem de çocuklarımı alıp Lefkoşa'ya dönecektim.

Cillop gibi yoldan, yağ gibi aka aka Güzelyurt'a kadar gittim.

Sonra her zamanki gibi, bir türlü bitmeyen Güzelyurt-Lefke yeni yolunun girişindeki 'Trafiğe kapalı yol' tabelası alnıma vurdu.

En güneş yüzü görmemişinden küfrü bastım ve eski yola girdim.

''Neden bitmiyor bu yol hala?'' diye kendi kendime çemkirdim.

Aslında sebebini biliyordum.

Herkes biliyor.

Birkaç tane açgözlü yurttaş, kesilen istimlak bedelini beğenmediği için mahkemelere başvurmuş ve ara emri almış. Malum; adalet bizde ışık hızı ile çalışmadığından, yol da söz konusu yerlerde durmuş ve devam edememiş. Aradan yıllar geçince de Türkiyeli müteahhit, hak ediş bedellerini alamadığı için iflas bayrağını çekmiş. Müteahhit batmış, yol yarım kalmış.

Halbuki istimlak, vatandaşın olmasını engelleyebileceği bir şey değil.

Anayasa ve 15/62 sayılı yasa kuralları uyarınca kamu menfaati için herhangi bir mal istimlak edilebilir. Tabiî mal sahibinin de hakları ve seçenekleri vardır.

Bunlar arasında istimlak bedelini kabul etme, mahkemeye gitme hakkını saklı tutarak istimlak bedelini kabul etme ya da istimlak bedelini reddetme ve mahkemeden bir istimlak bedeli tayin etmesini isteme seçenekleri vardır.

Yani mahkeme sonucunda devletin mal sahiplerine ödeyeceği bedel değişebilir sadece. Malın istimlak edilip edilmeyeceği ile ilgili devletin tasarrufu hiçbir şekilde değişmez.

Bir başka ifadeyle, malları istimlak edilecek o birkaç kişi, her halükarda mallarından olacaklar. Buradaki muallaktaki şey, bunun karşılığında ne kadar para alacaklarıdır.

Mahkemenin bunu tayin etmesinde bir sakınca da yoktur. Devlet, misal 100 bin sterlin vermiştir. Mahkeme, 200 bin diyebilir ya da 50 bin takdir edebilir ancak her iki seçenekte de bu mal 'öyle ya da böyle' kamulaştırılacaktır. Hem de kamu yararı için.

Yol inşaatı neden durur?

Lefkeliler ve Lefke sevdalıları neden Güzelyurt'tan sonra tek gidiş, tek gelişli yoldan oraya gitmek zorundadırlar hala?

Mahkemeler bu konuda neden inisiyatif almıyor?

Neden bazı aklıevvel avukatların 'ustalıkları' karşısında çaresiz kalıyorlar?

Neden o zavallı tabelaya küfrediyorum, o kadar küfür edilmesi gereken varken?

Bu arada kısa bir not daha ekleyeyim: Batan müteahhit, en azından yolun Doğancı'ya kadar olan kısmını tamamlayıp, ondan sonra tasını tarağını toplayıp gidecek. Ben olsam onu da yapmazdım ya… Şu sıralar, bütün korkulukların çakıldığını ve yolun ışıklandırmasının bile yapıldığını öğrendim.

2012'de başlayan yol inşaatının ancak yarısını tamamlayabiliyoruz. Bu son hükümetin çabası olmasa o da olmazdı ya neyse.

Ne diyeyim… Uygun küfrüm yok buna sebep olanlara.,. Uygun derken 'yeteri kadar ağır' bir küfür bilmiyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları