Tenisimiz eksikti. Tamamlandı çok şükür

Yayın Tarihi: 27/08/17 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Bizim hanım "Asil spordur. Güzel kıyafetler giyilir. Kortlarda boy gösterilir. İnanılmaz selfiler çekilir ve bu arada da egzersiz yapıyor musunuz sorusuna olumlu yanıt verilebilir" diyerek ata sporumuz tenis oynamaya başladı bir süre önce.

Konuyla alakam boş bulunup, "Sen yeter ki oyna. Ders paraların benden" şeklindeki ifademle sınırlı. Her ay tenis hocasının son kuruşuna kadar hak ettiğini düşündüğüm ücreti ödemek haricinde konuya dahlim kesinlikle yok. Ya da, yoktu.

Geçtiğimiz Perşembe günü, her ne hikmetse gazetedeki işim normalden erken bitti. Muhterem eşimin de, tenis partneri ve yakın arkadaşı Özge Arifoğlu ile birlikte tenis idmanında olacağını biliyordum. Bulunmaz fırsattı. Eve gideceğim. Game of Thrones dizisinin kaçırdığım son bölümünü koltuğa monte bir şekilde izleyeceğim. Gazetedeki arkadaşlara her zaman yaptığım gibi, "Ben gidiyorum. Ne haliniz varsa görün" dedikten sonra eve gittim.

Bir de ne göreyim. Hanımefendi henüz kortlardaki yerini almak üzere evden ayrılmamış.

"Nasıl olsa birazdan gider" diyerek, koltuğa yerleştim ve bence yüzyılın en iyi icadı olan Digitürk'ün dizilerin kaçırdığınız bölümlerini kaydetme özelliğini çalıştırmak üzere hazırlandım.

Bu arada raketin çantaya yerleştirilmesi, ayakkabının o gün seçilen kıyafete uygun olup olmadığını aynada kontrol edilmesi ve son derece janti sporcu şişesine su doldurulması şeklindeki hummalı hazırlığın bitmesini sabırla bekledim.

Derken başımda dikilen Benan, "Sen de benimle gelsene tenise" deyiverdi.

Yıkıldım resmen.

Peki Deanerys, Jon Snow, Gece Kralı, Cersei ne olacaktı?

Kaybedeceğim kesin olan bir tartışma ile karşı karşıya olduğumdan emindim ama insan denemeden de pes etmek istemiyor tabii.

"Başka gün geleceğim söz" dedim.

Yemedi haliyle. "Ben senin her yaptığına destek oluyorum. Sen benim bir aktivitemi gelip izlemiyorsun bile. Facebook fotoğraflarıma yorum bile yapmıyorsun. Sen öylesin iste" deyince. Bu işten suçlu çıkacağımı anlayıp, pes ettim ve başka bir şey söylemesine fırsat vermeden arabaya biniverdim.

Sivil Savunma Teşkilat Başkanlığı kampüsündeki tenis kortlarına vardığımızda, Benan ile Özge hanımların tenis hocası, liseden de sınıf arkadaşları olan Mehmet Hoca bekliyordu.

Hemen derse başladılar.

Ben ise kortun yanındaki banka oturup yaklaşık bir buçuk yıldır ödediğim tenis dersi paralarından ortaya çıkan ürünü izlemeye başladım.

Kort içerisindeki söylenme dışında, bizimkinde tenis anlamında ciddi ilerlemeler olduğunu gururla müşahede ettim. Bayağı bayağı, forehand, backhand'ler yerinde.

Ders sonunda sevgili eşim beni korta davet etti ve, "Hocam. Rasıh da vursun biraz olur mu?" diye de hocasından izin istedi.

Maksat beni hocasına ve Özge'ye rezil etmek, sonra da "Rasıh'ın tenisle buluşması" konulu skeç ve parodiler sahneleyip aylarca benim üzerimden kahkaha atmak.

Mehmet Hoca'nın olumlu yanıt vermesi ile çaresiz yerimden kalktım.

Benan'ın benimle ilgili bilmediği bir şeyi bilmenin verdiği rahatlıkla korta daldım. Zaten bilse bana böyle bir kumpas kurar mıydı?

80'li yılların sonunda sevgili Kenan Örgen'in, Mehmet Yalçın, İlhan Muhip ve şimdi hatırlayamadığım arkadaşların kurdukları Lefke Belediyesi Tenis Kulübü'nde yıllarca tenis oynamışlığım vardır. Tabii Benan geçmişimin bu kısmını bilmiyordu ve orada çuvallayıp benimle dalga geçecek bir malzemeye sahip olacağı düşüncesiyle beni korta itmişti.

Elime tutuşturulan raket ile karşıdan gelen topları, aradan nerdeyse 30 yıl geçmiş olmasının getirdiği paslanmaya rağmen, ustalıkla karşıladım. Forehand ve de backhand. Mehmet Hoca'nın bile şaşırdığı performansım, Benan ile Özge'nin dillerinin tutulmasına ve hasetle beni seyretmelerine yol açtı.

15 dakika kortlarda fırtına gibi estikten sonra, gözleri yuvalarından fırlamış bir şekilde beni izleyen 'usta tenisçiler' Benan ile Özge, Mehmet Hoca'nın, "Maçlara katılmayı düşünür müsün?" sorusu ile hepten yıkıldılar.

Son derece havalı bir şekilde arabaya gidip oturdum.

Dersten sonra kortun dört bir yanına dağılan topların 'amatör tenis öğrencileri' tarafından toplanırken, terli terli dışarıda bekleyemezdim herhalde.

Neyse, bir tenisimiz eksikti. O da tamamlandı çok şükür.

Herkese iyi pazarlar

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları