Yeni yetme bir Behzat Ç izleyicisinin notları

Yayın Tarihi: 24/09/17 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Bu günlerde beni bir Behzat Ç merakı sardı. Hani şu Ankara Cinayet Bürosu'nun başı beladan kurtulmayan küfürbaz Başkomiseri ve ekibinin konu edildiği Türk dizisi vardı ya işte o.

2010, 2011 ve 2012'de televizyonlar göstermiş ama benim herhalde ya kör tarafıma denk geldi ya da kendimi başka bir diziye kaptırmıştım, buna sıra gelmemişti.

Artık kendime bakmam gerektiği ültimatomu sonrasında meyhane buluşmalarımı haftada bire düşürüp, eve makul saatlerde gidiyorum artık. Ev ahalisi erkenden uykuya çekilip beni yalnız başıma salonda bırakınca da meşgale olsun diye Behzat Ç takılıyorum aslında. İşin aslı ve doğrusu bu.

Tabiî 'bir bölüm, bir bölüm daha…' derken, geç saatlere kadar dizi izler oldum. Hatta zaman zaman kendi kendime "Meyhaneye gitsen daha sağlıklı olacaktı" diyorum çünkü evde olunca da bu sefer abur cubur ile kendi kendime eziyet ediyorum.

Gelelim konuya…

Dizi yayında olduğu zamanlarda meğer çok fazla müptelası varmış. Bizim Canan Onurer de bunlardan birisi. Sohbet sırasında lafı nasıl geçti bilmiyorum. Elbette, "Canan ben gece geç saatlere kadar Behzat Ç izliyorum. Müptela oldum. Ne olur bir çare bul" diye açılmadı konu ama laf arasında Canan'ın da diziyi izlediğini öğrenmiş oldum. Uzman ve kıdemli bir Behzat Ç'ci olarak Canan, Behzat Ç'nin bir de filminin çekildiğini söyledi. Behzat Ç-Ankara Yanıyor diye.

Bu filmin bazı sahnelerinin Kıbrıs'ta çekildiğini söyleyince iyice merak sardı. Yeni yetme bir Behzat Ç izleyicisi olarak hemen internetten filmi bulup izlemeye koyuldum.

Nejat İşler'in de rol aldığı dizinin film versiyonunda, Nejat İşler'in oynadığı karakter olan Ercüment, havuzda birbirinden güzel kızlarla muhabbet ederken kapı çalıyor ve elbiseleri ile girdiği havuzdan çıkıp misafirlerini karşılıyor. Bir de bakıyorum ki kapıda, Orta Doğu'ya göndermek üzere silah satın almak isteyen bir ajan olarak karşımıza, şimdilerde Cumhurbaşkanlığı Özel Kalem Müdürü olan arkadaşımız Cenk Gürçağ çıkıyor. İlk önce "Bu kadar da benzerlik olmaz" diye geçiştirdim ama ülkücü bıyıkları olmadan hayal ettiğim kişi, ondan başkası olamazdı. Meğer Cenk Bey, Cumhurbaşkanlığı'nda göreve gelmeden, öğretmenlikle birlikte tiyatro ile uğraşmış, bu filmde de küçük de olsa bir rol almıştı. Çok hoşuma gitti doğrusu.

Filmde hoşuma giden başka şeyler de oldu.

Filmde Magosa ile Mağusa tartışması da müthişti. Ankara Cinayet Büro'nun, kafasının 'biraz' yavaş çalıştığı düşünülen Komiserlerinden Harun'un Magosa diyen birisini Mağusa diye ısrarla düzeltmesi sahnesi çok güzeldi.

Bir de Ercüment ile Behzat Ç'nin, Mağusa Limanı'ndaki bir kavga sahnesinde, Behzat Ç: ''Sen ne çeviriyorsun lan burada? Arka bahçeniz mi burası?''

Ercüment (Nejat İşler): ''He. Yavruvatan işte.''

Behzat: ''Ülke lan burası ülke! Ne yavruvatan ne arka bahçeniz. Bunu bir türlü anlayamadınız!'' replikleri…

Filmin sonundaki bitiş jeneriğini de satır satır okudum. Dönemin Başbakanı Sibel Siber, Polis Genel Müdürü 1'nci Yardımcısı da Pervin Gürler'miş meğer.

Yeni yetme ve geriden gelen bir Behzat Ç izleyicisi olarak, hoşuma giden bu notları paylaşmak istedim.

Herkese iyi pazarlar.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları