Masadaki HP ağırlığı hissedildi

Dörtlü koalisyon görüşmeleri devam ediyor. TDP Genel Sekreteri hariç, Genel Sekreterler, birer vekil, birer de hukukçu, CTP Genel Merkezinde kurulan müzakere masasının etrafında toplandı. Dört buçuk saat süren görüşmelerde hangi partinin kaç bakanlık alacağı ile ilgili mutabakat sağlanmışa benziyor. Gerçi siyasetle azcık ilgilenen ve Anayasa'nın hükümetlerin 10 bakanlıktan fazla bakanlık barındıramayacağını belirten hükmünden haberdar olan herkes, CTP ile HP'nin üçer, TDP ile DP'nin ise ikişer bakanlık alacağını daha görüşmeler başlamadan biliyordu. Yani henüz "Tamam gibi" diyecek bir durum yok. Pazartesi yemin töreni sonrası herhalde taraflar bir daha bir araya gelecek. Gelişmelere göre yeniden değerlendirme yapacağız.

Öğrenebildiğim kadarıyla Halkın Partisi seçim öncesi ortaya koyduğu seçim manifestosunu doğrudan hükümet protokolüne empoze etmeye çalışmış görüşme sırasında. Öyle bir ısrarcı olmuş ki; bir müzakere heyeti üyesi, "Bu şekilde ısrarcı olacaksanız, hükümeti kurmak pek mümkün görünmeyecek" demiş ve ipler biraz da gerilmiş.

Halkın Partisi heyeti yumuşayıp geri adım attı mı yoksa, Pazartesi bu ısrarında devam edecek mi bilinmez ama bu noktada bir ayrılığın olduğu şimdilik muhakkaktır.

Halkın Partisi'nin müzakere heyeti başkanı konumundaki Tolga Atakan, partisinin perspektifinden doğruyu yapıyor. Halktan oy isterken söylediklerini bir bir hükümet protokolüne ve de programına koymaktaki ısrarını anlamak tabii ki mümkün. Zaten daha önce hesap soracağını söylediği en az iki siyasi parti ile bir koalisyon görüşmesi yürütmek kolay olmasa gerek. Bu nedenle bir şekilde o kapıyı açık bırakıp, hükümet dengelerini de koruyarak bu hesap sorma sürecine olanak sağlayacak bir hükümet protokolü ve programı oluşturmak için çabalaması son derece doğal.

Ancak dün de ifade ettiğim gibi müstakbel ortakları Halkın Partisi'nin bu denli hükümet programını domine etmesine hangi eşiğe kadar ses çıkarmayacak.

Toplumcu Demokrasi Partisi anladığımız kadarıyla bu dörtlünün içerisinde en mülayim taraf olacak. Yani TDP'nin meydanlarda söylediklerinin hükümet protokolü içerisinde görmezseniz şaşırmayın.

Ancak CTP ile DP için aynı şey söz konusu olmaz diye düşünürüm.

Demokrat Parti henüz devlet yönetiminde bulunmamış, diğer ortaklarını tecrübesiyle domine edeceğini hesaplarken bununla karşılaşması tabi ki hoşuna gitmemiştir. Öte yanda Cumhuriyetçi Türk Partisi gibi sol cenahın abisi konumundaki bir parti düne kadar "Acemiler" dediği bir partinin baskısı karşısında ses çıkarması an meselesi gibi görünüyor.

Sakın Rasıh Reşat bu dörtlü koalisyonun kurulmasını istemiyor diye bir sonuç çıkarmayın bu yazıdan rica ederim.

Bilakis KKTC halkının dörtlü bir koalisyon modelini de yaşayıp tecrübe etmesini isterim. Bir musibet bin nasihatten evladır.