Artık BMW tescilli bir sürücüyüm ayıptır söylemesi

Münih – Savulun! Alman otomotiv devi BMW tarafından tescil edilmiş, 'Tecrübeli Sürücü' sertifikası ile yurda dönüyorum.

Evet Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Sürüş Ehliyetimin süresi biteli birkaç gün olmuş olabilir ama BMW eğitiminden geçmiş bir sürücüyüm artık. Dönüşümde zamlı tarifeden ehliyetimi de Maliye'den yeniledim mi, yollarda benden daha ustası olabilir mi?

Şaka bir yana, BMW'nin dünyanın dört bir yanından gazeteciler için açtığı etkinliklerde sıra KKTC'ye geldi ve haliyle Çangar Motors'un ön ayak olmasıyla Cenk Mutluyakalı, Hüseyin Ekmekçi ve Mustafa Alkan ile birlikte Almanya'nın Münih kentindeyiz.

-2 derecelerde seyreden acı soğuğu ve bir Beşiktaşlı olarak Bayern Münih'in Şampiyonlar Ligi karşılaşmalarında bıraktığı acı tada rağmen son derece keyifli bir ziyaret oluyor.

Tecrübeli Sürücü Sertifikası'nı alabilmek için BMW'nin, İkinci Dünya Savaşı'ndan kalma bir hava üssünden devşirdiği Sürücü Akademisi'nde bir günlük yoğun bir eğitim aldık.

Teorik eğitimden sonra, piste çıktık. Henüz üzerinde 1-2 bin kilometre kullanılmış yepyeni ve KKTC'deki ağır gümrük uygulamaları nedeniyle KKTC'ye pek gelmeyen büyük motorlu BMW'larla, uzman sürücü eğitmeni, Eski araba yarış pilotu Hollandalı Pieter Van Der Wal'ın gözetiminde, BBC'de bir zamanlar yayınlanan Top Gear adlı otomobil programında gördüklerimi tatbik etme şansım oldu.

Anlayacağınız keskin lastik ve debriyaj kokusu ile bol gıcırtılı bir gün oldu bizim için. Son derece keyifli, zaman zaman rekabet dolu ancak son derece de öğretici bir gün geçirdik.

Fren yapma tekniğinden, hız ile durma mesafesini ayarlanması; araba kullanırken oturma şeklinden; arabayı kontrolden çıkarmak ve yeniden kontrol altına almak gibi aslında herkesin bilmesi halinde trafik kazalarının azalacağından emin olduğum birçok teknik öğretildi.

Pist dışına gidip gelirken babaanne gibi, ancak pist içerisinde ehliyetini yeni almış çılgın gençler gibi araba kullanmanın hazzını da yaşadık.

Düşünüyorum da 17 yaşında, rahmetli Özkan Büyükoğlu tarafından ehliyet almamın üzerinden neredeyse 30 yıl geçmiş. O günden bugüne ise hiç bir sürücü eğitiminden geçmedim. 30 yıl önce üretilen arabalar ile bugünküler arasında bir milyon yenilik olmuşken, trafik kuralları değişmişken, benim 'bas gaza gidelim, benzin doldur ödeyelim' modunda bilgilerimi hiç tazelemeden, bilmediklerimi öğrenmeden, gelişmeleri izlemeden, kendi canımı ve kendi çocuklarımın canını emanet ettiğim sürücülüğümü gözden geçirmediğime inanamıyorum. Özellikle bu gibi eğitimlerin dünyanın dört bir yanında yapılırken.

Bilmiyorum ama ben katıldığım eğitimden sonra, kendimi direksiyon başına geçince daha güvende hissedeceğim ve daha özenli davranacağım. Herkes de böyle hissetse ne güzel olur diye aklımdan geçmiyor da değil.