Neme lazım ben Liman'ı seviyorum

Yayın Tarihi: 03/05/18 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Malumunuz bir 1 Mayıs'ı daha hep birlikte eda ettik. Kimileri; iş yerlerinin 1 Mayıs'ta kapanması konusunda bir kampanya yürüten Bakan Zeki Çeler'e küfür etmekle geçirdi bu bayramı, kimileri ise dua ederek. Kimileri mangal başında hayvansal yağların kömürle buluşması ile oluşan yoğun dumanı solumaktan birkaç gün daha aramızda olmayacak, kimisi ise eskilerin PTT diye nitelendirdiği "Pijama Terlik Televizyon" üçlüsü ile bayramlaşmayı yeğledi.

Çalışanlar da vardı tabii. Bire iki mi aldılar bu emeklerine karşılık, bire üç mü, hiçbir zaman bilinmeyecek ama böyle bir haklarının olduğunun dillendirilmesi bile Polyanna Felsefesi ışığında bir kazanç olarak değerlendirilebilir.

Kendi namıma 1 Mayıs'ı anlatmak icap ederse, bir grup arkadaşla mangal sefası yapma planımız elde olmayan nedenlerden dolayı son dakikada rafa kalkınca bir anda 1 Mayıs'ta boşa düştük.

"Napalımnapalım" diye kafa patlatırken, diğer yandan bir günlüğüne PTT mensubu olma fikri cazibesini arttırırken, gündeme "Liman'a gidelim" teklifi düştü.

Derhal teklifi değerlendirmeye alıp ivedilikle yürürlüğe girmesi için aile meclisindeki ayırt edici oyumu lehte kullanıp, aleyhte oy kullananları da dedelerine postaladım ve eşim Benan ile Girne Limanı'nın yolunu tuttuk.

Ne de iyi etmişiz.

Girne'ye giderken, Boğaz Piknik Alanı'nın Ali Sami Yen Stadyumu'na döndüğünü görmek, mangal konusundaki talihsizliğimizin aslında ciddi bir talih olduğunu anlamamıza yetti de arttı.

Bir mekanda hafif bir öğle yemeği, güneşin yer değişmesi ile yer, hatta mekan değişimi. Kahveyi bir yerde, dondurmayı bir başka dostun mekanında.

Akşam üstü çayını bir başka noktada.

Gelen giden, masaya ilişen, selam vermek için uğrayan.

Aylardır hatta yıllardır görmediğim arkadaşlarla karşılaşmak, yenileri ile tanışmak ve bunu yaparken de keyifli keyifli oturmak inanın çok iyi geldi.

O kadar keyiflendim ki, selfie sınırlamasını kaldırıp eşimin yeni bir profil resmi yaratmasına bile katkıda bulundum.

Saat 12.00 civarı vardığımız Girne Limanı'ndan,aleyhte oy kullanıp dedelerine sürgüne gönderilen çocukların eve dönüş saati gelmesi nedeniyle Benan akşam saatlerine doğru Lefkoşa'ya dönmesine karşın, benim ayrılışım neredeyse gece yarısını buldu.

Gelelim Liman'a. Önümüzdeki haftasonu Girne Limanı'nda bir festival var. Oradaki mekan sahipleri ile dostum Reşat Günhan'ın inisiyatifi ile düzenleniyor.

Liman'a ayda yılda bir gidip, denizden gelen bir koku ya da bir başka eksikliği sosyal medyada "Liman'a otorite belirsizliği" klişesi ile şikayet edenler ve benim gibi gerçekten limanı sevenlerin biraraya gelebileceği, bu güzelim noktaya sahip çıkılmasına yardımcı olabilecekleri bir etkinlik olacak.

"Nerede o eski liman?" vahlamalarını bir kenara bırakıp Liman'ı yaşamak ve yaşatmak için güzel bir fırsat olacak sanırım.

Ben orda olacağım. Gördüğüme söyleyeceğim, görmediğime haber edeceğim.

Siz de öyle yapın.

Neme lazım ben Liman'ı seviyorum.

Siz de sevin...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları