İmar Planı'nda UBP sessizliği

Yayın Tarihi: 31/07/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Bu İmar Planı, ya da Ülkesel Fiziki Plan muhabbeti yine gündemi meşgul etmeye başladığını yavaş yavaş hissetmeye başladık. İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars, daha önce dörtlü hükümet zamanında takip ettiği süreci pozisyonunu koruyarak takip etmeye devam ederken, anladığımız kadarıyla yatırımcılar ve müteahhitler arasında bir orta yol bulmaya çalışıyor.

İpin ucu yasal olarak Şehir Plancıları'nın elinde olduğu için ve bu konuda biraz özgür bir şekilde çalıştıkları için bu orta yolun bulunması pek imkan dahilinde görünmüyor.

İmar işlerinin yönetildiği eski Fasıl 96'ya göre bir arazide inşaat yapabilme katsayısı 2,2 iken, ya da başka bir ifadeyle araziniz 1000 metrekare ise üzerine 2 bin 200 metrekare inşaat yapabilecekken, çalışılan imar planında, yüksek katlı inşaat için ayrılacak bölgelere dahi bu katsayı 1,4'e düşürüldü.

Yine anladığım kadarıyla müteahhitler, "her tarafı sizin istediğiniz gibi koruyalım, ancak yüksek kat yapılabilecek yerlerde esnek ya da bonkör davranın bari" diyor.

İmar Planı ile ilgili çalışmalara muhalefette olduğu dönemde en yüksek sesle tepki koyan Ulusal Birlik Partisi olmuştu. Komiteler kurulmuş, televizyon programlarına çıkılmış, imar planı ya da öncesindeki emirnamenin ne kadar sıkıntı yaratacağını ifade etmişlerdi.

Haliyle iktidara geldikten sonra ortağı ile arasını bozacak bir hamleye girişmeyecektir ancak, sermaye ya da bu durumda yatırımcı ile kendini daha yakın hisseden UBP, onların sesini duymazdan gelmek de istemiyor.

UBP ile HP'nin bu Ülkesel Fiziki Plan ile ilgili aralarının açılacağını söylemiyorum ama aralarında bazı nüansa dayalı bazı pürüzlerin olduğunu da anlıyorum.

Özellikle arazi satın alıp, üzerine proje başlatmak üzere saklayan ve hatırı sayılır bir kısmı UBP sempatizanı olan müteahhit ile yatırımcıların Başbakan Ersin Tatar'ı bu konuda sıkıştırdıkları da biliniyor.

Kiminle konuşursam Ülkesel Fiziki Plan'ın hemen her boyutuyla ele alındığını anlatıyor. Çiçekler ve böceklerden tutun da, akarsuların durumuna kadar. Görsel kirlilikten, kanalizasyon gibi altyapı meselelerine kadar. Ancak kimseden duymadığım, işin ekonomik boyutu.

Bir başka ifadeyle sınırlanan inşaat alanları ve azaltılan inşaat yapma oranları ile arsa paylarının konutlara yansımasının artacağı ve zaten ekonomik buhran içerisinde olan yerli gençlerin konut edinmek konusunda ne denli zorluklar yaşayacaklarından pek kimse bahsetmiyor. Yani azalan inşaat oranları ile daha müteahhit temeli kazmadan arsa payına 35 bin Sterlin yazması, 35 bin Sterlin civarında konut sahibi olmayı ümit eden yeni evlenen çiftlere asıl bir mesaj veriyor ona bakan yok sanki.

UBP'nin ya da Başbakan Ersin Tatar'ın bu konuda herhangi bir demecini henüz duymadığım için bu işin nasıl bir seyir alacağını da bilmiyorum ama eminim UBP sempatizanları bu konuda bir şey duymak isteyeceklerdir. Bu sessizliğin hayra alamet mi yoksa şerre mi göreceğiz...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları