Yarın ayın 14'ü

Yayın Tarihi: 13/10/19 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Yarın ayın 14'ü.

Ayın 14'ü aslında güzelliği tarif eder.

Müslüm Gürses'in öyle bir de şarkısı vardı güzel bir kadını anlatan.

Ayın dolunay halinin muhteşem görüntüsü güzel bir kadının yüzü ile bağdaştırılarak anlatılır.

Ama benim anlatmak istediğim o değil.

Yarın ayın 14'ü. Yani Ekim ayının sonuna kadar 13 iş günü kalıyor.

Anayasamız, bir sonraki yılın Mali Bütçe Yasa Tasarısı'nın Ekim aynın son gününe kadar Bakanlar Kurulu'nda Meclis'e sevk edilmesi gerektiğini söyler.

Ülkemizde bütçeye hatırı sayılır bir katkı yapan Türkiye'nin hangi alana ne kadar vereceğinin netleşmesi için ise Mali İşbirliği protokolleri imzalanır.

Bütçenin ekim sonunda Meclis'e sevk edilebilmesi için, ya da sağlıklı bir bütçenin oluşturulabilmesi için bu protokolün imzalanması gereği vardır.

İmzalanmazsa olmaz mı? Tabi ki olur ama ne kadar para girdiniz olacağını bilmez iseniz yapacağınız bütçe, Kıbrıs ağzı ile "Ala guduru" olmaktan öteye gidemez.

Ondan sonra da bütçe açıkları, bütçe fazlaları ölçüsü birbirini tutmaz ve kısır bir tartışmaya girer dururuz.

"Ben bütçe fazlası verdim", "Ben bütçe açığını şuradan şuraya getirdim" der dururuz. Ama hiçbir anlamı da olmaz.

Temmuz'da imzalanan ancak Eylül ayında bile doğru düzgün devreye girmeyen ara protokolün şartları arasında 2020-2022 yıllarını kapsayacak üç yıllık Mali ve Ekonomik İşbirliği protokolünün imzalanması şartı vardı.

Yani bizler bu paraları alırken, Türkiye'de bu konuda çalışma yapacağımızı ve Ekim ayının sonuna kadar bu protokolü imzalayacağımızı taahhüt etmiştik.

Ancak yarın ayın 14'ü.

Yani Ekim sonuna kadar 13 iş günü kaldı.

Öğrendiğim kadarıyla ekonomik protokol ile ilgili toplantılar geçtiğimiz hafta başlar gibi olmuş.

Ama çalışmaların ivmesi öyle 1 iş gününde bu protokolün tamamlanmasına yetecek kadar olmadığı ve kulağıma gelenler arasında.

Tamamlansa da mantıklı olmaz zaten.

13 iş gününde bu protokolün çalışması teknik seviyede tamamlanacak, Ankara ile Lefkoşa bu konuda mutabakata varacak. Sonra siyasi seviyede yeniden değerlendirilecek. Ve Törenle imzalanacak. Hem de 13 iş gününde. Meclislerin onay süreçlerini saymıyorum bile. Onların arkadan gelebileceğini düşünerek.

Protokole girecek bunca tartışmalı konu olmasa bile, yetişmez diye düşünüyorum.

Şimdi klasik olarak ne yaparız biz böyle durumlarda. "Zaman yok. Hadi 1 yıllık bir şey yapalım" deyip gelecek yıl yine aynı azabı çekmeyi göze alırız.

Hem öngörülebilirlik açısından hem de her sene aynı prosedürü yaşamanın getirdiği zaman ve efor kaybı nereye kadar.

İki senedir süreç yavaşlayınca yatırımlarda yavaşladı ve ciddi bir yatırım açığı da oluştu.

Kısacası Ekim ayının sonuna kadar bütçe Meclise gidecek elbette. Ancak Türkiye'den ne alınıp karşılığında ne yapılacağı netleşmeden, gelecek yıl ya da ondan sonraki yıl projeksiyonu yapamadan gidecek bu bütçe meclise. Tahmini rakamlarla kalemler doldurulacak. Sonra da sıkıntı üzerine sıkıntı.

Bir başka ifadeyle, yeni bir "Ala guduru" bütçe bizi bekliyor gibi.

İnşallah yanılırım. Ama dediğim gibi yarın ayın 14'ü.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Rasıh REŞAT yazıları