GÖZDEN KAÇMAYANLAR
okuma süresi: 6 dak.

"Basın by-pass ediliyor"

"Basın by-pass ediliyor"

Sosyal Medyanın tanınmış isimlerinden gazeteci Ulaş Barış, hükümetin basını by-pass ettiğini düşünüyor.

Yayın Tarihi: 08/02/18 12:49
okuma süresi: 6 dak.
"Basın by-pass ediliyor"
A- A A+
Gazeteci Ulaş Barış, hükümet üyelerinin sosyal medya paylaşımlarıyla basının by-pass edildiğini belirtti.
İşte Ulaş Barış'In görüşleri:

1-Yeni hükümetle birlikte yayılan yeni moda bakanların yaptığı icraatları kendi paylaşım hesapları üzerinden açıklama oldu. Güzel mi? Güzel ama işin birkaç boyutu var.
2-Önce çuvaldızı kendime batırayım: basın dünyası içinde sosyal medya üzerinden en çok haber yapan gazeteci olabilirim. Bunun elbette ki belirli avantajları var. Mesela hız.
3-Hız yanında, erişim kolaylığı, yani bakanı, vekili ara, not tut yaz…Bunun yerine yazılmışı var, güzel, uygundur. Haberleştirirsin olur biter.
4-Ancak, gelinen noktada, yeni modada özellikle bakanlarımız önemli açıklamaları da böyle yapmaya başladı. Bu durumda gazetecilik mesleği bir şekilde by-pass edilmiş olur.
5-Ha diyeceksiniz ki, hani hızlı idi, yazılmış idi filan. Doğru, ancak işin içinde bir de soru sorma kısmı var. Yani gazeteciliğin özü…Çünkü bu meslek aslında doğru soru sorma sanatıdır, başka bir şey değil.
6-Bir başka komplikasyon ise ilk ağız işidir. Yani bakan açıklama yaptığında ilk ağızdan, yani, double-çek yapmadan haber yazabilirsiniz. Ancak konu şu ki gazetecilik gelişmeleri en hızlı ve doğru duyurma sanatıdır da.
7-Sosyal medya yüzünden hayatımıza giren bu yeni fenomen, bakan ilk ağız olduğu için ve ilk ağızdan açıklama olduğu için, biz gazetecileri ister istemez haksız bir rekabet içine sokar.
8-Yani ben X bakanın bir konuda ne düşündüğünü öğrenmek için çaba sarf ederim, o şak diye bunu Facebook'tan yazar. E ne anladık biz bu işten?
9-Bir çuvaldız da basına batırayım. Soru sormak diye bir şey var, bizim basında maalesef pek bir moda dışıdır. Yani kendi adıma aklıma Cumhurbaşkanı Akıncı'nın her toplantıda elimi kaldırdığımdaki yüz ifadesi geliyor.
10-Yok, bunu 'aman bu da soru sorar diye övünür' diye düşünmeyin ama Cumhurbaşkanı içinden 'gene ne soracak be bu' diye çok geçirmiştir. Örnek olsun diye söylerim ama gazetecilik rahatsız soru sorma sanatıdır da…
11-Çok basit bir örnek vermem gerekirse, dün hükümet ilk kez toplantı yaptı ardından sözcü ilk kez basının karşısına çıktı, bir tek soru sorulmadı. 'Madem şikayet eden sen gitseydin?' lafını duyar gibiyim.
12-Ama gitmedim. Meşguldüm ama kendime haksızlık edip 'tembellik' ettim diyeyim. Oraya gidenler neden soru sormadı? Basın toplantılarında şakavari 'aman soru sorma be abi' diye telkinlerle karşılaştım, ondan bilirim.
13-Çok soru, çok cevap, çok detay, çok uzun haber demek de ondan. İyi de birbirimizi nasıl anlayacağız? Bu eleştirileri kimse üstüne almasın ama cidden soru sormak istemiyoruz. Bu olmaz.
14-Bu bağlamda, yeni modada bakanlar, soru almadan açıklama yapıyorlar. Okey, ardından soru sorarsın belki ama kanlı canlı soru gibisi yok. Yine de, şeffalık açısında bu işe okey denilebilir.
15-Peki, bir çuvaldız da bakanlara batıralım. Nedir bu yaptığı icraatı popülizme bezeli şeklide yayınlamak? Oralarda çalışan bir sürü basıncı yok mu? Bu arkadaşlarımıza haksızlık olmuyor mu?
16-Ha içlerinden bazıları 'oh be bakan kendi kendine konuşur, ben da iş yapmam' diyenler olabilir ama ben işine ehemmiyet veren onlarcasını tanıyorum. Yani bu işin boyutu çok.
17-Bir çuvaldız da tetikçi gazetecilere batıralım. E sizin yaptığınız çok sayıda çarpıtılmış haber en sonunda siyasetçileri 'ben kendim yapayım da tam olsun' anlayışına yöneltmiş olabilir.
18-Haçana bir söylemediğini söylemiş, söylediği söylememiş gibi göstereceksin adamın? En sonunda bıkar, aha böyle kendi kendine muhabirliğe başlar. Gerçi tüm sosyal medya muhabir artık…
19-Öyle ki, yapılan her haberin altında bir mana, bir anlam bir 'sen de bunun adamısın' yaftalaması merakı var. Uzun lafın kısası, basınımız dört bir yandan baskı, tehdit, riyakarlık ve bananecilik ile kuşatılmıştır.
20-Memlekette linç edilmeye çalışılan gazeteciler varken, hiçbir basın mensubu güvende değildir. Hele de memlekette güvende olmayan kıdemli yargıçlar varken, basın kelle koltuktadır.
21-Çok uzattım, biliyorum ama bugün Boysan Boyra, '7 Ocak seçimleri bir milattır' dedi. Ne için? Her şey için. Basın için de milattır. Kritik zamanlar içinden geçiyoruz, herkes sorumluluğunu bilmeli.
22-Neden? Çünkü ölçülüp biçilmeden yapılan herhangi bir haber bu ülkede katliama neden olabilecek hale gelmiştir. Ruanda Katliamının basit bir radyo haberinden başladığını hatırlatmak isterim.
23-Elbette, o haber öncesi işin zemini nakış gibi hazırlanmış, haber fitili ateşlemiştir. Eh, sosyal medyaya baktığım zaman nefret görüyorum, linç görüyorum ve birbirini düşman gören insanlar görüyorum.
24-Bu çok tehlikeli bir durum. Endişe verici. Bu noktada, basına büyük sorumluluk düşmektedir. Ancak bırakın da basın işini yapsın. Ve halk da yalancı çoban gazetecileri bir zahmet ayıklasın.
25-Sonuç olarak, sosyal medya ile imtihanımız sürmektedir. Gelişmelere ayak uydurmak şart ancak işin özü gözden kaçırılmamalıdır. Doğru haber en önemli şeydir. Doğru ve hızlı haber ise gazetecinin orgazmıdır.

Levent Kutay'la #gözdenkaçmadı
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.