Sucuoğlu: "Biz 'İlle de UBP ile koalisyon kurulsun, lütfen bizimle oturun' demiyoruz"

Sağlık Bakanı ve UBP Milletvekili Dr. Faiz Sucuoğlu, Çiğdem Aydın'la Güne Merhaba programına katılarak son süreci değerlendirdi.

Seçimin, UBP'nin büyük bir zaferiyle sonuçlandığına ve ikinci ile üçüncü partinin toplamı kadar oy ve milletvekili çıkaran bir UBP olduğuna dikkat çeken Sucuoğlu, 24-25 milletvekili hedeflerken parlamentoya 6 partinin girmesiyle milletvekili sayıları bölündüğü için 3'e yakın milletvekilinin daha az çıkartıldığını kaydetti.

"3'LÜ-4'LÜ KOALİSYONLAR SÖZ KONUSU OLACAK"

Sucuoğlu, "Öyle bir aritmetik çıktı ki hükümet kurulmasında UBP-HP, UBP-CTP gibi 1-2 alternatif dışında dışındaki koalisyonlarda da 3'lü ve 4'lü koalisyonlar söz konusu olacak" ifadelerini kullanarak, çoklu koalisyonların sıkıntılı olduğunu ancak kişisel, zümresel, partisel çıkarlar değil halkın menfaatlerine yönelik adımlar atılması gerektiğini söyledi.

"YATIRIMCI SİSLİ HAVAYI SEVMEZ… ERKEN SEÇİMDEN BAHSETMEK YATIRIMCIYI TEDİRGİN EDER"

Sucuoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "Belli sektör ve bakanlıklarda iyi performans çizildi. Yeterli değildir ancak iyi bir performans oldu ki halkımız %36 ile UBP'yi birinci sırada çıkardı.

Yarım kalmış işler, projeler yeni hükümetin bana göre önünde duran ve süratle hareket etmesi gereken bir süreci tetikleyecektir. Biz devam ederiz veya etmeyiz, bu projelerin hızlı bir şekilde ve aynı süratle ve güven ortamında hayata geçirilmesi çok önemli.

Bir seçimden çıktığınız gün seçim sonuçlarının daha netleşmediği bir ortamda dahi erken seçimden bahsediyorsanız, buraya yatırım yapacak olan yatırımcılar başta olmak üzere, hatta kendi yatırımcı vatandaşlarımız dahi 'belli ki bir kaosa gidebilir, yakında seçim olabilir, bekleyelim' şeklinde yatırımcıların çok sevmediği bir ortam oluşur.

Yatırımcı sisli havayı sevmez. Dedikodudan uzak, bireysel hırslardan, partisel çıkarlardan uzak şekilde hükümeti kurmak gerekiyor. Sağ kanadın 26, sol kanadın 24 milletvekiline sahip olduğunu hatırlatan Sucuoğlu, UBP'nin esas olarak yarınki Parti Meclisi'nin toplanmasıyla Özgürgün'e yetki vereceğini ve gerekli yerlerle görüşüleceğini kaydetti.

"BİZ 'İLLE DE UBP İLE KOALİSYON KURULSUN, AMAN EFENDİM KOŞTURALIM, LÜTFEN BİZİMLE OTURUN' DEMİYORUZ"

Sucuoğlu, şöyle devam etti: "Benim üzüntü duyduğum nokta şu; 'Ben UBP ile görüşmem, X partiyle kapıları kapattım, kahvesini bile içmem'… Bunlar demokratik yaşamda olmaması gereken söylem ve davranış şekilleridir. Siz halkın önünü açacak bir formülü yaratma sorumluluğu aldınız.

Önyargılar, kişisel görüşler, partisel çıkarların olmaması gereken bir süreç yaşıyoruz. Bir haftadır yapılan sert, Kıbrıs Türkü'nün alışık olmadığı o katı, keskin kenarlı açıklamalar halkı da tedirgin etti. Keskin sirke küpüne zarar… Biraz daha soğukkanlı ve akl-ı selimin hakim olacağı bir süreç gerekiyor. Biz 'İlle de UBP ile koalisyon kurulsun, aman efendim koşturalım, lütfen bizimle oturun' demiyoruz.

Haşa öyle bir şey yok, olamaz. Ama bir demokrasi alışkanlığı var, etik kurallar var. Bunların kapıları kapatmadan gerçekleşmesi gerekir diye düşünüyorum. İlle de anlaşacaksın değil"…

"YENİ KURULACAK HÜKÜMETİN ALNINA BİR ERKEN SEÇİM YAZISI DAMGALANMASI EN BÜYÜK TEHLİKEDİR"

Hiç görüşmeden, temas kurmadan 'Ben istemem, kapıları kapattım, bir bardak çaylarını, bir fincan kahvelerini bile içmem' şeklindeki bir tavrın Kıbrıs Türkü'nün çok alışkın olduğu bir tarz olmadığını da sözlerine ekleyen Sucuoğlu, "Bu söylem bizleri de üzüyor. Bu ifadeleri kullananların partililerini de üzüyor. Kıbrıs küçük bir yer, herkes birbiriyle yakın temastadır. Halkı tedirgin ediyor. Yeni kurulacak hükümetin alnına bir erken seçim yazısı damgalanması en büyük tehlikedir. Bu hükümet icraatçı değildir anlamına geliyor. Halktaki hükümete karşı olan güveni, beklentiyi tamamen aşağılara düşürür ve halkın güvenmediği bir hükümet de başarılı olmaz" dedi.

"HÜSEYİN BEY'İN HER GÜN BASINA KONUŞMA ALIŞKANLIĞI YOKTUR"

Bazı milletvekili ve bakanlarla ilgili soruşturma başlatılması taleplerine dair de görüşlerini açıklayan Sucuoğlu şunları söyledi: "Soruşturma yargının işidir, milletvekillerinin değil. 2000'den, 2005'ten bugüne kadar neler oldu, hodri meydan ayrı bir daire kurulsun, görevlendirilsin, personelle zenginleştirilsin ve sırayla başlansın. En azından halk da Akkoyun, karakoyun her şeyi görsün.

Eğer 'sen şunu yaptın, ben bunu yaptım'a başlarsak, suçlayan tarafların da birçok sıkıntıları ortaya çıkacaktır. Bırakın bunları… Biz ne hukukçuyuz, ne mahkemeyiz, ne hakimiz, ne avukat. Bırakın bunları yargı çözsün. Gelin 2000'den itibaren bugüne tüm kafalarda soru işareti yaratan hükümetlerle ilgili bu ekip araştırsın, ortaya çıkartsın, herhangi bir suiistimal varsa gereği yapılsın. Hüseyin Bey'in bir özelliği de dikkat ettiyseniz basına her gün konuşma alışkanlığı olan birisi olmamasıdır.

Televizyonlara çıkmadı vs. demek yersiz. Yeni bir olay değil başkanımız için. Daha önce de bu şekildeydi. Açık oturumlara katılamamasının altındaki en büyük sebep ya binlerce vatandaşın katıldığı her ilçedeki ve merkezdeki toplantılardır… Ya bunlara katılacak, ya da açık oturumda kendisi katılıp diğer yandan toplantılardan kendisini bir şekilde başka yere aktaracak… Bunu o şekilde tercih etti, saygı duymak lazım"