İÇ HABERLER
okuma süresi: 7 dak.

Özersay: "Biz bu sular ısınsın diye değil soğusun diye diplomatik girişim yaptık"

Özersay: "Biz bu sular ısınsın diye değil soğusun diye diplomatik girişim yaptık"

Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, BRT'de yayınlanan Haber Toplantısı'na konuk oldu. Özersay, Doğu Akdeniz'de doğal gaz arama faaliyetlerini ve Türk tarafının girişimlerini değerlendirdi.

Yayın Tarihi: 22/02/18 14:15
okuma süresi: 7 dak.
Özersay: "Biz bu sular ısınsın diye değil soğusun diye diplomatik girişim yaptık"
A- A A+
Başbakan Yardımcısı Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Türk Tarafı'nın, Doğu Akdeniz'de suların ısınması için değil soğuması için uluslar arası diplomatik girişim yapmakta olduğunu söyledi.

BRT'ye konuşan Özersay, Cumhuraşkanı, hükümet ve muhalefet arasında "müzakereler kaldığı yerden devam edemez" yönünde ortak bir payda oluştuğunu vurguladı. Dönüşümlü başkanlık olmadan Türkiye'nin güvenlik ve garantiler konusunda bir adım atmasını beklemenin doğru bir görüş olmadığını belirten Özersay, aslında bu iki başlık arasında bir bağ kurmanın da doğru olmadığını vurguladı.

Hükümetin dış politikasının 'Kıbrıslı Türklerin tüm kurumları ile görünürlüğünü artırarak, Kıbrıs Türk Halkının hak ve menfaatlerinin farklı platformlarda KKTC temsilcileri ile savunulmasına' dayandığını belirten Özersay, bu yaklaşımla uluslararası aktörlerle temasta olduklarını anlattı.

Özersay, bu çerçevede Türkiye ile işbirliği halinde 'dünya politikasındaki değişikliklere ayak uydurarak farklı ve yeni aktörlerle temasların artırılacağını' kaydetti.

Doğalgaz krizinde caydırıcı bir diplomasi yürütüldüğünü belirten Özersay şöyle konuştu:

"Suların ısınması kavramı çok kullanılır. Herkes şunu bilsin ki hükümet, mümkün olduğu sürece ve oranda pozitif bir diplomasi yürütmektir. Biz bu sular ısınsın değil soğusun diye diplomatik girişim yaptık. Gerginlik üzerinden kazanacak çok birşey yok"

Özersay, Son yaşanan süreçte de gerginlik anlamına gelmeyen tedbir amaçlı ve sonucu caydırıcılık olan kararlı bir duruş sergileyerek uluslar arası temaslarda bulunduklarını ifade etti.

Kıbrıs müzakereleri ile ilgili olarak da Özersay, hükümetin 'müzakerelerin kaldığı yerden yeniden başlaması yönünde bir görüşü bulunmadığını' belirtti

Özersay; 'Müzakerelere kaldığı yerden aynı zihniyetle devam edilmesi Kıbrıslı Rumların adanın tek sahibi gibi yola devam etmesi ve bir nevi statükonun acayipliğine perde çekilmesine yardımcı olması demektir' dedi.

Özersay; "Eğer sonuç alınmayacaksa, ortak payda yoksa, sırf başlamış olmak için müzakere başlatmanın anlamı yoktur. BU şekildek giden müzakere, Kıbrıslı Türklerin daha görünürü olmasını, dünya ile irtibat halinde olmasını engelleyen sıkıntılı bir sürece dönüşüyor. O yüzden Cumhurbaşkanlığı'nda bu konuları dün ele aldık, bir takım ortak payda noktaları vardır Hem hükümet hem muhalefet hem Cumhurbaşkanı arasında. O da en başta sonuç alınmayacak olan, hiçbir şeyin sorgulanmayacağı, doğrudan müzakerelere girelim diyen yoktur." İfadelerini kullandı.

"Rum Tarafının niyeti değişti mi sizce?" şeklindeki soru üzerine Özersay, "Müzakerelerin kaldığı yer, İsviçre'de masada kalan kağıtlardır aynı zamanda. aynı yere giden, ama aslında hiç bir yere gitmeyen trenin, sadece başka vagonuna binmek demektir. CransMontana'da bir zirve vardı. Bütün aktörler masaya oturdu. Türk Tarafı bir risk aldı. Ona rağmen sonuç alınamadı. O perspektif çökmüştür. Buradan devam etmek süreci sonuç alıcı bir noktaya götürmez" dedi.

Kıbrıs Türk Tarafı'nın Rum tarafından bir zihniyet değişikliği görmek isteyeceğini belirten Özersay, bu niyetin kurgulanacağı bir diyaloğun bir liderler yemeğiyle olabileceğini ifade etti.

BM Genel Sekreteri'nin taraflar arasında değerlendirme görüşmeleri yapması için bir yetkilisini Ada'ya gönderebileceğini kaydeden Özersay, buradan alınacak görüşler doğrultusundaBM'nin son duruma ilişkin bir görüşe sahip olacağını söyledi.

Dönüşümlü başkanlık olmadan Türkiye'nin güvenlik ve garantiler konusunda bir adım atmasını beklemenin doğru bir görüş olmadığını Özersay, aslında bu iki başlık arasında bir bağ kurmanın da doğru olmadığını vurguladı.

Özersay, güçlü bir hariciye gücüne sahip Türkiye'nin, her ne kadar başka ana gündem maddesi olsa da, Kıbrıs'la ilgili hassasiyetinin her zaman sürdüğünü ifade etti.

Kudret Özersay " Mesele bir zihniyet değişimi var mı? Zihniyet değişimi olmadan müzakere bizi bir yere götürmez. 50 yılda bunu tecrübe edindik. Sayın Cumhurbaşkanı bir zihniyet değişiminin şart olduğunu söylemiştir. Ben de şahsen zihniyet değişimi ne 3 ayda ne 3 yılda olur demiştim. Bunu iyi ve aktif, iyi tasarlanmış bir diplomasi ile uluslararası aktörlere anlatmak ve bir duruş sergilememiz lazım. Bunu yapıyoruz. Ama bu hepimizin görevidir. Sadece Dışişleri Bakanlığı'nın değil." İfadelerini de kullandı

Hükümetin işleyişine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan Kudret Özersay, hükümetin uyumunun herhangi bir sıkıntı olmadığını söyledi.

Devletin kurumsallaşma anlamında sıkıntıları olduğunu beliren Özersay, Dayanışma halinde, iletişim içinde, istişare ederek yol aldıklarını belirtti.

Türkiye ile uyumlu ve istişare halinde adımlar attıklarını kaydeden Özelleştirme konusunda ise Özersay, " Eldeki kurumları satmak, elden çıkarmak değil, devletin elinde tutarak, kamu özel ortaklığı ile daha iyi ve daha nitelikli hizmet üretebilir duruma çevirmek, ama bunu yaparken de rekabeti ortadan kaldırarak tekelleşme yaratacak değil, rekabeti de güvence altına alacak şekilde vatandaşa daha ucuz ve kaliteli hizmet almasını sağlayacak bir değişim, dönüşüm, kamu özel ortaklığı modeli…

Bu limanlar için de geçerli Telekomünikasyon içinde geçerli…Filan kurumu satalım birisine, alsın özel kuruma dönüşsün. Böyle bir şey değil. Devlet kurumun sahibi olmaya, kilit hisse ile temel yöneticisi olmaya devam edecektir" dedi.

Özersay, toplumsal uzlaşı konusunda ise bazı siyasilerin açıklamalarına dikkat etmesi gerektiğini söylerken, yargıya yönelik eleştirileri de doğru bulmadığını ifade etti.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

En güncel gelişmelerden hemen haberdar olmak için

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.